Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği (TROD) tarafından iki
yılda bir gerçekleştirilen Radyasyon Onkolojisi Kongresi'nin bu yıl onbirincisi
23-27 Nisan tarihleri arasında Antalya'da düzenlendi. Kongrede akciğer kanseri,
gastrointestinal sistem kanserleri, yumuşak doku sarkomları, jinekolojik
kanserler, pediatrik ve hematolojik kanserler alanında birçok konuda son
gelişmeler detaylı olarak ele alındı.
Özellikle çocuk kanserlerinde etkin ve yeni bir tedavi olan
Proton tedavisinin Türkiye'ye gelmesini istediklerini dile getiren Türk
Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Serdar Özkök şunları
söyledi: 'Dünyadaki radyasyon gelişmeleri bizim için çok önemli. İlk olarak
kobalt tedavisi başladı ama şu an bunu kullanmıyoruz. Bunlar 200 volt
elektrikle çalışan ve ekonomik cihazlardı ama yan etkileri yüksekti. Bilhassa
uzay teknolojisi ve savaş teknolojisinin gelişmesi, bunlar en çok bize yansıdı.
Özel hedefe yönelik tedavilere ulaşılmasına, radyasyon konusu çok fazla pay
aldı. Bunları yaptıktan sonra şu an proton tedavileri gündemimize geldi. Proton
tedavisi Türkiye'de yok. Amerika'da var. Türkiye'de şu an uygulanmıyor. Bunun
için yurtdışına giden hastalar oluyor. Bunlarla ilgili Sağlık Bakanlığı'nın
çalışmaları var, tedavi yöntemini Türkiye'ye getirmek için. Biz bunları Dernek
olarak olumlu buluyoruz. Proton tedavisinin şöyle bir durumu var. Bugün kurmaya
karar verseniz en az 2 sene sonra kurabiliyorsunuz. Şu anda kurulacak en küçük
yerin en az 2 bin metrekare alana kurulması gerekiyor. Onun yanında 7/24 saat
mühendisin başında olması lazım. O yüzden çok pahalı tedaviler. Bunlar daha
ucuza indirgenmeye çalışılıyor. Bizim yaptığımız tedavilerin yaklaşık yüzde
90-99 oranını başarıyoruz. Türkiye'de başaramadığımız çok az protonla ilgili.
Bilhassa çocuklarda ikinci bir kanser durumu olduğu için daha çok onlarda
uyguluyoruz. Bu tedavinin Türkiye'ye gelmesini istiyoruz. Alt yapının
sağlanmasında bizlerin de görüşünün alınmasını istiyoruz.'
Radyocerrahi ile tümörleri yok edilebildiğini belirten Türk
Radyasyon Onkolojisi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam da,
'Radyasyon onkolojisi tek başına yapılacak bir branş değildir. Teknolojiye, alt
yapıya ve ekipmanlara çok fazla bağlıdır. Yapmak istediğimiz hastaya zarar
vermeden tedavi etmektir. Radyasyon öyle bir şey ki bütün alt yapısını doğru
hazırlamak, doğru tedaviyi yapmak ve bütün riskleri önceden hesaplamak
gerekiyor. Son dönemlerde, son birkaç yıldır teknolojinin gelişmesiyle beraber
radyasyon tedavisinde biz daha önce 2 boyutlu tedavi yaparken, 3 boyuta geçtik.
Şimdi 4 boyutlu tedavi uyguluyoruz. Çünkü tüm sorun hedefimizi doğru bilip
doğru tedavi edebilmek. Elimizde radyasyon dediğimiz bir şey var ve bunun
tedavi ettiğini biliyoruz. Tümörleri öldürdüğünü biliyoruz. Fakat elimizdeki
tümörü öldürmek için elimizdeki silahı iyi kullanmak zorundayız. Hastayı da
öldürebiliriz çünkü. Onun için de çok yüksek verdiğimiz radyasyon sonucu
tümörler tabi ki ölür ama normal dokular da ölür."
"Vücut Radyocerrahisi"nin kanser hastalarının
yaşamını uzattığını söyleyen ve bu yöntemin önceleri sadece beyin tümörleri
için kullandığını ancak teknolojideki gelişmeler sonucu vücudun diğer
bölgelerine de artık uygulanabildiğini anlatan Sağlam, "Vücut
radyocerrahisi yöntemiyle artık hastaların sağlıklı doku ve organlarına zarar
vermeden tümörleri yok etmek mümkün olabilmektedir. Özellikle akciğer kanseri,
prostat kanseri, baş-boyun kanserleri ve beyin tümörlerinin tedavisinde kullanılan
radyocerrahi, yüksek teknoloji ile üretilmiş radyoterapi cihazları ile
uygulanabilmektedir" diye konuştu.
Türkiye'de çok sayıda merkezde vücut radyoterapisinin
uygulanabilir hale geldiğine işaret eden Sağlam, Hacettepe Üniversitesi
tarafından yapılan bir araştırmada ameliyat edilmeyen ya da ameliyatı kabul
etmeyen akciğer kanserli 50 hastanın yüzde 75'inde radyocerrahi ile tümörü
durdurmanın mümkün olduğunun vurgulandığını kaydetti.
İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü tarafından prostat
kanseri tanısı olan 31 hastada yapılan başka bir çalışmada ise hastaların
tümünde radyocerrahinin etkili olduğu ve ameliyatın yerini alabileceğinin
bildirildiğini dile getiren Sağlam, "Araştırmada radyocerrahinin ameliyat
edilemeyen kanser hastalarının tedavisinde iyi bir alternatif olduğuna dikkati
çekilerek, tedavi başarısı yüksek ve yan etkileri az olan bu tedavi yönteminin
geleceğinin parlak olduğu belirtilmiştir" dedi.
0 yorum:
Yorum Gönder