İstanbul Ticaret Odası (İTO) ile İtalya’nın İstanbul Başkonsolosluğu arasında imzalanan ‘Vize Kolaylaştırma Anlaşması’ ile işadamları, İTO’dan alacakları tanıma mektubuyla 5 yıla kadar Schengen vizesi alabilecek.
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, uluslararası ticaretin önündeki en büyük engellerden birinin, vize problemi olduğunu belirterek Türk işadamlarının artık İTO’dan alacakları tanıma mektubuyla müracaat ettiklerinde 5 yıla kadar ve çok daha kolay vize alabileceklerini söyledi.
Türk işadamlarının İtalya’dan alacakları vizeyle tüm Schengen ülkelerine girebileceklerini belirten Yalçıntaş, bu kolaylıktan firma sahiplerinin yanı sıra üst düzey çalışanların da yararlanabileceğini ifade etti. Tanıtma mektubunu verirken çok titiz davranacaklarına dikkat çeken Yalçıntaş şunları söyledi:
“Firmanın, devamlı bir firma olup olmadığına, devlete ve bize karşı yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğine dikkat edeceğiz. Küçük veya büyük bir işletme olması bizim için önemli değil.”
MİLLİYET – AA
16 Şubat 2010 Salı
ANTİK TÜNEL HEYECANI
İzmir’de bir efsane gibi konuşulan, Agora ile Kadifekale’yi birbirine bağlayan binlerce yıllık tünel ortaya çıkarıldı.
DHA muhabiri, Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy başkanlığındaki Agora kazıları ekibinde yer alan arkeolog Çağdaş Yılmaz’la birlikte bu tünele girerek bir süre ilerledi. Yüksekliği 2 metre, eni bir metre olan tünelin nereye kadar devam ettiği henüz tam olarak belirlenemedi. “Tünelin şimdiki Kadifekale eteklerine uzandığını tarihi bulgular da ortaya koyuyor” diyen Yılmaz, şunları kaydetti:
“Efsaneye göre; Makedonya kralı Büyük İskender’in Bayraklı’daki ilk Smyrna kentini ve çevresindeki küçük yerleşimleri ele geçirdiği sırada gördüğü bir rüyaya dayanıyor. İskender avlanmak üzere geldiği Pagos (şimdiki Kadifekale) eteklerinde Nemesis Tapınağı önündeki bir pınarın başında ve bir çınar ağacanın altında uykuya dalar. İskender’in uyuduğu pınardan akan suyun yolu tünel olarak anılmıştır. Roma dönemi su kanalları aslında tünel büyüklüğündedir. Bu su da tam 2 bin 500 yıldır bu kanallardan kesintisiz Agora’ya akmaktadır. Şu anda tünelin gidebildiğimiz kadarının içi diz hizasına kadar pınarın suyu ile dolu. Sikkelerde zaten bu olayın temsili var. Gerekli restorasyon ve güçlendirmeler yapılırsa, tünel ziyarete açılabilir.”
MİLLİYET
DHA muhabiri, Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy başkanlığındaki Agora kazıları ekibinde yer alan arkeolog Çağdaş Yılmaz’la birlikte bu tünele girerek bir süre ilerledi. Yüksekliği 2 metre, eni bir metre olan tünelin nereye kadar devam ettiği henüz tam olarak belirlenemedi. “Tünelin şimdiki Kadifekale eteklerine uzandığını tarihi bulgular da ortaya koyuyor” diyen Yılmaz, şunları kaydetti:
“Efsaneye göre; Makedonya kralı Büyük İskender’in Bayraklı’daki ilk Smyrna kentini ve çevresindeki küçük yerleşimleri ele geçirdiği sırada gördüğü bir rüyaya dayanıyor. İskender avlanmak üzere geldiği Pagos (şimdiki Kadifekale) eteklerinde Nemesis Tapınağı önündeki bir pınarın başında ve bir çınar ağacanın altında uykuya dalar. İskender’in uyuduğu pınardan akan suyun yolu tünel olarak anılmıştır. Roma dönemi su kanalları aslında tünel büyüklüğündedir. Bu su da tam 2 bin 500 yıldır bu kanallardan kesintisiz Agora’ya akmaktadır. Şu anda tünelin gidebildiğimiz kadarının içi diz hizasına kadar pınarın suyu ile dolu. Sikkelerde zaten bu olayın temsili var. Gerekli restorasyon ve güçlendirmeler yapılırsa, tünel ziyarete açılabilir.”
MİLLİYET
PATATES CİPSİ MUTLU EDİYOR
Bugüne kadar cipslerin sağlık açısından zararlı olduğu, kilo aldırdığı söylense de yapılan yeni bir araştırma cipsleri akladı. Araştırmaya göre cips yemek mutlu olmayı sağlıyor.
Araştırmacılara göre cipsin mutlu etme nedenleri arasında içeriğindeki karbonhidratlar olabileceği gibi kokusu ve tadı da çocukluk günlerini hatırlattığı için mutluluk veriyor olabilir.
Birmingham'daki Aston Universitesi’nden Dr Mike Green’in 60 kadın ve erkek arasında yaptığı araştırma kapsamında deneklere ilk olarak 1945 yılında Hiroşima’da yaşanılan dehşet anları izletildi. Sonrasında ise deneklerin yarısına olaydan uzaklaşmaları için bir dergi verilirken yarısına da cips yedirildi. Araştırma sonucunda cips yiyen kişilerin çok daha iyi hissettiği ve 20 dakika sonra daha soğukkanlı oldukları görüldü.
Uzmanlar bu durumun cipsin tadında beynin kimyasında biyolojik etki yaratan besin etkilerinden kaynaklanabileceğini belirtti.
HÜRRİYET
PİCASSO'NUN GRAVÜRLERİ İLK KEZ
Suna ve İnan Kıraç Vakfı (SVİKV) Pera Müzesi, kuruluşunun 5'inci yılında, 20. yüzyıl sanatının büyük ustası Pablo Picasso'nun 'Suite Vollard' adlı gravür serisini 16 Şubat-18 Nisan 2010 tarihleri arasında ilk kez ve bir bütün olarak sanatseverlerle buluşturuyor.
Dönemin sanat simsarlarından Ambroise Vollard tarafından sipariş edilen ve 100 gravürden oluşan sergiyle ilgili Pera Müzesi'nde gerçekleşen basın toplantısında konuşan SVİKV Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, sergiyi İnstituto Cervantes ve Fundacion Mapfre işbirliği ile gerçekleştirdiklerini söyledi.
Birol, 20. yüzyılın şüphesiz en büyük ustalarından olan Picasso'nun aşk, şiddet, sanatsal yaklaşım güçlükleri gibi konulara eğildiği ''Suit Vollard'' serisindeki eserlerin, başyapıtlarından ''Guernica''yı andırdığını ifade etti.
Serinin daha önce Hindistan'da sergilendiğini anlatan İnstituto Cervantes Direktörü Carmen Caffarel, Cervantes Enstitüsü'nün serginin daha iyi anlaşılması için ''Picasso kültürü ve Picasso'yu yeniden düşünmek'' adlı sohbetler de gerçekleştireceğini söyledi.
Fundacion Mapfre Direktörü ve sergi küratörü Pablo Jimenez Burillo, eserlerin korunmasının ise çok ciddi şekilde yapıldığını belirterek, eserlerin sergilendiği her bir güne karşılık 3 gün karanlıkta tutulduğuna dikkati çekti.
Picasso'nun sanatsal üretkenliğinin doruğunda olduğu sırada içinde bulunduğu yaratıcı evrenin bazı anahtarlarını ortaya koyan konuları, biçemi ve tekniği yansıtan bu seride, Picasso'nun aşkları, model ve heykeltıraş, çıplaklık, portre ve farklı mitolojik temalar bulunuyor.
Aynı zamanda bir heykeltıraş, seramikçi ve gravürcü de olan Picasso'nun en iyi ürünleri arasında olan Suite Vollard, düzen ve şiddet, klasizm ve biçim bozum, dinginlik ve kaos arasında gidip gelen Picasso tipi diyalektiği yansıtıyor.
Mantıksal bir sıralamanın olmadığı kronolojisinin güncel olayları ve sanatçının kişisel deneyimlerini izlediği seride, oyma baskılarla Picasso'nun aşk, çıplaklık, erotizm, tutku, kaos, portre mitolojik temalar ve yaşam öyküsel göndermeleri dikkat çekiyor.
Sergi çerçevesinde Pera Müzesi'nde konferanslar ve çocuklara yönelik eğitim programları da gerçekleştirilecek.
NTVMSNBC
Dönemin sanat simsarlarından Ambroise Vollard tarafından sipariş edilen ve 100 gravürden oluşan sergiyle ilgili Pera Müzesi'nde gerçekleşen basın toplantısında konuşan SVİKV Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, sergiyi İnstituto Cervantes ve Fundacion Mapfre işbirliği ile gerçekleştirdiklerini söyledi.
Birol, 20. yüzyılın şüphesiz en büyük ustalarından olan Picasso'nun aşk, şiddet, sanatsal yaklaşım güçlükleri gibi konulara eğildiği ''Suit Vollard'' serisindeki eserlerin, başyapıtlarından ''Guernica''yı andırdığını ifade etti.
Serinin daha önce Hindistan'da sergilendiğini anlatan İnstituto Cervantes Direktörü Carmen Caffarel, Cervantes Enstitüsü'nün serginin daha iyi anlaşılması için ''Picasso kültürü ve Picasso'yu yeniden düşünmek'' adlı sohbetler de gerçekleştireceğini söyledi.
Fundacion Mapfre Direktörü ve sergi küratörü Pablo Jimenez Burillo, eserlerin korunmasının ise çok ciddi şekilde yapıldığını belirterek, eserlerin sergilendiği her bir güne karşılık 3 gün karanlıkta tutulduğuna dikkati çekti.
Picasso'nun sanatsal üretkenliğinin doruğunda olduğu sırada içinde bulunduğu yaratıcı evrenin bazı anahtarlarını ortaya koyan konuları, biçemi ve tekniği yansıtan bu seride, Picasso'nun aşkları, model ve heykeltıraş, çıplaklık, portre ve farklı mitolojik temalar bulunuyor.
Aynı zamanda bir heykeltıraş, seramikçi ve gravürcü de olan Picasso'nun en iyi ürünleri arasında olan Suite Vollard, düzen ve şiddet, klasizm ve biçim bozum, dinginlik ve kaos arasında gidip gelen Picasso tipi diyalektiği yansıtıyor.
Mantıksal bir sıralamanın olmadığı kronolojisinin güncel olayları ve sanatçının kişisel deneyimlerini izlediği seride, oyma baskılarla Picasso'nun aşk, çıplaklık, erotizm, tutku, kaos, portre mitolojik temalar ve yaşam öyküsel göndermeleri dikkat çekiyor.
Sergi çerçevesinde Pera Müzesi'nde konferanslar ve çocuklara yönelik eğitim programları da gerçekleştirilecek.
NTVMSNBC
TROYA 26 - 27 ŞUBAT TARİHLERİNDE HARBİYE AUDİTORİUMU'NDA...
Batı uygarlığına kaynaklık etmiş, dünya edebiyatının odağı olan TROYA ilk kez anayurdundan dünyaya açılıyor.
Dev prodüksiyon TROYA, galasını gerçekleştirdiğimiz 08 Nisan 2008 tarihinden bugüne 100 gösteriyle 500.000 canlı performans seyircisine ulaştı.
Genel Sanat Yönetmenliğini Mustafa Erdoğan’ın yaptığı TROYA, tüm sanatseverleri düş ile gerçeğin, bilim ile ütopyanın iç içe geçtiği insanlık tarihinin en eski ve en bilindik öykülerinden biriyle buluşturuyor.
Tarih : 26.02.2010 21:00:00 - 27.02.2010 21:00:00
Mekan : İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Salonu
Bilet fiyatları;
1. Kategori: 120,00 TL
2. Kategori: 100,00 TL
3. Kategori: 90,00 TL
4. Kategori: 70,00 TL
5. Kategori: 60,00 TL
6. Kategori: 50,00 TL
Kaynak : Biletix
365 GÜN MÜZİK
Dev prodüksiyon TROYA, galasını gerçekleştirdiğimiz 08 Nisan 2008 tarihinden bugüne 100 gösteriyle 500.000 canlı performans seyircisine ulaştı.
Genel Sanat Yönetmenliğini Mustafa Erdoğan’ın yaptığı TROYA, tüm sanatseverleri düş ile gerçeğin, bilim ile ütopyanın iç içe geçtiği insanlık tarihinin en eski ve en bilindik öykülerinden biriyle buluşturuyor.
Tarih : 26.02.2010 21:00:00 - 27.02.2010 21:00:00
Mekan : İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Salonu
Bilet fiyatları;
1. Kategori: 120,00 TL
2. Kategori: 100,00 TL
3. Kategori: 90,00 TL
4. Kategori: 70,00 TL
5. Kategori: 60,00 TL
6. Kategori: 50,00 TL
Kaynak : Biletix
365 GÜN MÜZİK
"AMBALAJSIZ" DÜKKAN
Ambalaj malzemelerinin yarattığı kirliliği önlemek için Londra'daki bu dükkan bir çözüm buldu. Bu dükkandan alış veriş yapmak isteyenler kendi kutularını da yanlarında getiriyorlar.
Dükkandaki ürün yelpazesi çok geniş. Fındık-fıstık, un, şeker, meyve-sebze, baharatlar, yağlar, sirkeler, peynirler, ekmekler... Dükkanın ismi ise anlamlı "Ambalajsız"...
"Ambalajsız" dükkanın sahipleri neden böyle bir yöntem seçtiklerini şöyle anlatıyor: "Üç sebebimiz var. Birincisi bu yöntem çok daha ucuz. İkincisi ambalajların yarattığı kirliliği önlüyor. Üçüncüsü ise ambalajların üretimi için harcanan enerjiden tasarruf ediliyor."
"Ambalajsız" dükkanda müşterilerden kendi sepetlerini, kutularını, kavanozlarını getirmeleri isteniyor. Diyelim ki getirmeyi unutanlar çıktı, dükkan size ödünç veriyor.
NTVMSNBC
Dükkandaki ürün yelpazesi çok geniş. Fındık-fıstık, un, şeker, meyve-sebze, baharatlar, yağlar, sirkeler, peynirler, ekmekler... Dükkanın ismi ise anlamlı "Ambalajsız"...
"Ambalajsız" dükkanın sahipleri neden böyle bir yöntem seçtiklerini şöyle anlatıyor: "Üç sebebimiz var. Birincisi bu yöntem çok daha ucuz. İkincisi ambalajların yarattığı kirliliği önlüyor. Üçüncüsü ise ambalajların üretimi için harcanan enerjiden tasarruf ediliyor."
"Ambalajsız" dükkanda müşterilerden kendi sepetlerini, kutularını, kavanozlarını getirmeleri isteniyor. Diyelim ki getirmeyi unutanlar çıktı, dükkan size ödünç veriyor.
NTVMSNBC
VANLI AĞUSTOS BÖCEĞİ SERHAD
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Koçak ile eşi Yrd. Doç. Dr. Muhabbet Kemal Koçak, yürüttükleri çalışmalar sırasında, ilk kez buldukları bir ağustos böceği türünü bilim dünyasına kazandırdı.
Prof. Koçak, “Bu yeni tür, Türkiye’nin en doğusundaki serhad şehri Van’a atfen ‘Tibicina serhadensis Koçak&Kemal, 2010’ diye bilimsel olarak adlandırılırken, böceğin Türkçe adı da Serhad olarak konuldu” dedi.
HÜRRİYET
Prof. Koçak, “Bu yeni tür, Türkiye’nin en doğusundaki serhad şehri Van’a atfen ‘Tibicina serhadensis Koçak&Kemal, 2010’ diye bilimsel olarak adlandırılırken, böceğin Türkçe adı da Serhad olarak konuldu” dedi.
HÜRRİYET
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)