20. yüzyıl sanatının en ilham verici isimlerinden büyük
İspanyol sanatçı Joan Miró, Mourlot ve Maeght koleksiyonlarında yer alan 60
eseriyle İstanbul ’a konuk oluyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
(MSGSÜ) ev sahipliğinde Kült işbirliğiyle düzenlenen ‘Jean Miró İstanbul’da
sergisi bugün Tophane-i Amire’de açılacak. Radikal’in basın sponsoru olduğu
sergi, 19 Ocak’a kadar devam edecek.
1924 yılında Sürrealist Manifesto’yu yayımlayan Andre
Breton’un “İçimizdeki en sürrealist” diye tanımladığı Joan Miró, canlı
renklerin, kadınların, kuşların, güneşin ve yıldızların göksel bir mekâna
serpiştirildiği çocuksu ve nükteli resimleriyle izleyiciye fantastik bir dünya
sunar. 1893 yılında Barcelona’da doğan Joan Miró, eserlerine hâkim olan hayat
dolu şiirsel, ince zekâ ürünü ve doğaçlama atmosferle ön plana çıkar.
Miró’nun ilk dönemlerinde Fovizm ve Kübizm etkisinde yaptığı
Katalan manzaraları 1920’lerin başlarında sürrealizm etkisiyle ‘rüya resimlere’
doğru yönelir. 1930’larda ise İspanya’daki iç savaşa dönüşen siyaset nedeniyle
Miró’nun Katalan kimliği ve yaşadığı çelişkiler bu dönemde ürettiği eserlerde
baskın hale gelir. Şiddetin ve ruhsal ıstırabın baskın olduğu bu yıllarda eski düşsel
ortamın yerini vahşet, eğilip bükülmüş, biçimi bozulmuş figürler ve siyah
renkler alır. Bu ruh haline rağmen materyallerin alışılmadık kombinasyonları
üzerinde denemeler yapmayı sürdüren ve birbiriyle bağlantısı olmayan imajları
şaşırtıcı biçimde yan yana getiren Miró, bu keşifler sonucunda resimlerinde
sanata yaptığı en büyük katkılardan biri olan yeni bir işaret dili geliştirir.
“Resim mağara adamlarının çizimlerinden beri çöküş
içerisindedir” diyen Miró, işaret ve sembollerden oluşan evrenini hep ilkel bir
ressamın doğallığıyla oluşturur ve ulaşmaya çalıştığı bu ‘saflık’ onu
çağdaşlarından ayıran en belirgin özelliği olur.
Özellikle kamusal alanlarında bulunan eserleriyle tıpkı
Gaudi gibi Barcelona’ya mimari kimliğini kazandıran isimlerden biri olan Miró,
uzun kariyeri boyunca yalnızca yağlıboya, baskı resim ve kitap resimleri
üretmekle yetinmeyip; eskiz, kolaj, seramik, heykel, sahne tasarımı, duvar
resmi ve dokuma alanlarında da çalışmıştı.
0 yorum:
Yorum Gönder