26 Ağustos 2010 Perşembe

HAYATI '12'DEN' VURDU

Terör kurşunuyla tekerlekli sandalyeye mahkum olan Hatice Bayar, okçulukta Avrupa Şampiyonu olan takımda yer alırken, bireyselde ise üçüncü oldu

Ankara’da 1996 yılında uğradığı terör saldırısı sonucu tekerlekli sandalyeye mahkum olan milli okçu Hatice Bayar, bayanlarda Avrupa şampiyonu olan takımda yer alırken, bireyselde ise bronz madalya kazanarak adeta hayatı "12’den" vurdu.

Başkentte 1996 yılında özel bir dershanenin muhasebe biriminde görev yaptığı dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü’nde görevli polis memuru ablasıyla birlikte akşam eve dönerken terör örgütü DHKP-C üyelerinin saldırısına uğrayan Hatice Bayar’ın hayatı, bu tarihten itibaren farklı bir yöne doğru gitti.

"Terör saldırısı hayatımın yönünü değiştirdi" diyen milli okçu, saldırıda belinden vurulduğunu ve kurşunun omuriliğine isabet ettiğini söyledi.

"Ablamla eve dönüyorduk. Ablam arkamda kalmıştı. Arkamı döndüğümde örgüt üyelerinin ablamı yakaladıklarını gördüm. Benim karşımda da eli silahlı bir kişi vardı. Ablamı vurmak istedi. Onu korumak isterken vuruldum. Sonra ablamı da vurdular. Ablam üniformalı olduğu için yolumuzu çevirmişlerdi" diyerek olayı anlatan Bayar, şöyle konuştu:

"Olay yaşandığı yılda üniversiteyi bitirmiş ve özel bir dershanenin muhasebesinde çalışıyordum. Saldırıda kurşun omuriliğe isabet ettiği için engelli kaldım. Engelli olduktan sonra 4-5 yıl evden dışarı çıkmaya cesaret bile edemedim. Eski işime dönmek istedim ama işveren engelli olduğum için kabul etmedi. Daha sonra Maliye Bakanlığı’nın sınavlarına girdim ve memur oldum. Halen Çankaya Vergi Dairesi’nde çalışıyorum."

Geçen hafta Fransa’da gerçekleştirilen Bedensel Engelliler Avrupa Okçuluk Şampiyonası’nda sıralamalarda Avrupa birincisi, bireyselde bronz, Hanife Öztürk ve Hacer Özlem Kalay ile birlikte takım halinde Avrupa Şampiyonluğu kazandığını anımsatan Bayar, "Spor hayatıma pozitif değerler kattı. Bir amacım, hedefim oldu" dedi.

Bayar, şunları anlattı:
"Sağlıklı bir insanken sonradan engelli olduysanız, insanların size bakarken ne düşündüklerini çok iyi bilirsiniz ve bu bazen can yakıcı olabiliyor ama spor yaparken başkalarının ne düşündüğü önemli olmaz. Önemli olan sadece başarmaktır işte sporun bu gücüyle bir de bakarsınız ki artık engelinizi engel olarak görmezsiniz. Fiziksel olarak kaybınız ne kadar büyük olsa da, fiziksel bir aktivitede başarılı olmak, bu alanda kendinize olan güveninizi yeniden kazanmanızı sağlar. Yaptığım sporda başarılı olmak ve ülkemi bu alanda daha yukarı taşımaksa bu işin en gurur verici yanı."

Engelli olduktan sonra günlük hayattan koptuğunu ve kimsenin kendisinden bir şey beklemez olduğunu dile getiren Bayar, "Ama sporda rakiplerin var. Bir mücadele içinde olmak zorundasın. Çalışman gerekiyor. Programlı bir spor hayatın olmak zorunda" diye konuştu.

Şu an milli takımda görev almasa da spor yapacağını anlatan milli okçu, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"İyi ki spora başlamışım. Engelli olduktan sonra yaptığım en güzel aktivite oldu. Başarılı olamadığım zaman bile mutlu oluyorum, çünkü bu beni dahada hırslandırıyor. Sporun en sevdiğim yönü de bu hep daha ileri gitme arzusu. Ama keşke engelsizken de spor yapabilseydim.. Eğer engelli olmasaydım bisiklet kullanmak, tırmanış yapmak isterdim. Ama bu halimle de şu an ülkem için birşeyler yapabiliyorum. Yarışmalarda da tüm engellileri ve gazileri arkamda hissediyorum."

RADİKAL

0 yorum:

Yorum Gönder