Kamusal bir alan yaratma ve herkese ulaşabilme amacıyla bu
yıl ücretsiz olarak gerçekleştirilen bienal sergileri açık olduğu ilk 12 günde
rekor sayıda izleyici ağırladı. 14 Eylül tarihinden bu yana yaklaşık 125 bin
ziyaretçinin gezdiği duyurulan 13. İstanbul Bienali sergileri 20 Ekim'e kadar
devam edecek.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding
sponsorluğunda düzenlenen 13. İstanbul Bienali'nin, kapılarını tüm
sanatseverlere ücretsiz olarak açtığı 14 Eylül tarihinden bu yana yoğun ilgi
gördüğü ve Bienal ile ilgili yabancı basında da kapsamlı yazı ve yorumların yer
aldığı bildirildi.
Açılışından bu yana 500'e yakın sanat eleştirmeni, yazar ve
gazeteci tarafından izlenen İstanbul Bienali, ABD, İngiltere, Almanya, Fransa,
İspanya, Avusturya ve İsviçre gibi ülkelerin önde gelen mecralarında geniş yer
bulmaya devam ediyor. İKSV'den konuya ilişkin verilen bilgiye göre, 21 Eylül
tarihli İngiliz Financial Times gazetesinde tam sayfa olarak yayımlanan
yazısında Rachel Spence, 13. İstanbul Bienali küratörü Fulya Erdemci'nin, kamusal
alanın sanat ve toplum açısından rolünü irdeleyen sergiyle, İstanbul'da yaşanan
hızlı kentsel dönüşümün ardındaki karmaşık güç ilişkilerini ortaya koyan önemli
bir çaba sarf ettiğini belirtti. Spence, yazısında bienalin özellikle şiir ve
sosyopolitik konuları bir araya getiren işlerini ve Galata Özel Rum İlköğretim
Okulu'ndaki sergiyi ön plana çıkardı. İngiliz The Guardian gazetesinin 14 Eylül
tarihinde yayımladığı David Batty imzalı haberde, bienal sergilerinin, son
dönemdeki siyasi çalkantılarla yakından ilişkili oluşuna dikkat çekilerek,
Fulya Erdemci'nin "Sokakların sesini duyurmak istediğine' dair sözlerine
yer verildi.
13 Eylül tarihinde ABD menşeli Wall Street Journal
gazetesinde yer alan haberde, 13. İstanbul Bienali, Eylül ayı içerisinde
Avrupa'da görülmesi gereken en önemli etkinlikler arasında gösterildi. The New
York Times/International Herald Tribune gazetesinde 14 Eylül tarihinde
yayımlanan haberde ise Rachel Donadio, küratör Fulya Erdemci'nin, bu yılki
bienalde kamusal alanda sanat fikrine odaklanarak, şehrin kimin menfaati ve
nasıl bir bedel karşılığı gelişmekte olduğu sorularını gündeme taşıdığını; bu
sayede sanatçıların bu konuyla, kentlilerin ise kamusal sanatla ilgilenmesini
amaçladığını belirtti. İstanbul Bienali'nin değişimi pozitif bir yaklaşımla
değerlendiğinin altını çizen Donadio, Fulya Erdemci'nin "çoklu kamuların
bir araya gelmesi, birlikte yaşaması ve hareket etmesi mümkün mü?' sözlerine de
yer verdi.
0 yorum:
Yorum Gönder