29 Temmuz 2013 Pazartesi

DOĞU'DA ORGANİK TARIM POTANSİYELİ



Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, organik tarımın Türkiye'de önemli imkanlar sunduğunu vurgulayarak, "İlaç ve gübrenin en az kullanıldığı, kimyasallarla toprağın en az kirlendiği Doğu Anadolu, olağanüstü organik tarım potansiyeline sahip" dedi.

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar yaptığı yazılı açıklamada, dünya nüfusundaki hızlı çoğalma ve beslenme alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte gıda maddelerine duyulan ihtiyacın yoğun bir şekilde arttığını, birim alandan daha fazla ürün alabilmek için tarımsal alanlarda kimyasal girdilerin kullanıldığı konvansiyonel üretime geçildiğini belirtti.
Konvansiyonel üretimde kimyasal mücadele yapılması ile kimyevi gübrelerin bilinçsiz ve aşırı kullanılması sonucunda ekolojik dengede bozulmaların oluşacağına dikkat çeken Bayraktar, konvansiyonel üretimde verimin daha fazla olmasına rağmen, yaşanan bu gibi sorunlar nedeniyle özellikle gelir ve eğitim seviyesi yüksek olan gelişmiş ülkelerin, çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığına zarar vermeyen bir üretim modeli arayışı neticesinde kimyasal maddelerin kullanılmadığı, kontrollü bir üretimi öngören "organik tarımsal üretim" faaliyetinin ortaya çıktığını vurguladı.
İnsan sağlığının önemiyle çevre bilincinin giderek arttığını dile getiren Bayraktar, "Yalnız ülkemizde organik tarımsal üretim faaliyetleri tüm ülke nüfusunu besleyecek düzeyde değildir. Bu nedenledir ki konvansiyonel tarımsal üretimin devam etme zorunluluğu vardır. Konvansiyonel üretim ile organik üretim birbirlerinin alternatifi olmayıp, farklı üretim tekniklerinin uygulandığı üretim şekilleridir" dedi.
Bayraktar, dünyada çevre koruma, hayvan ve bitki sağlığına dönük kırsal kalkınma politikaları ile gıda güvenliğini sağlamaya yönelik yaklaşımların öne çıktığı bir dönemde, organik tarımın Türkiye için büyük bir avantaj olarak ortaya çıktığını belirterek, Türkiye'nin gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla, organik tarımsal üretimi yaygınlaştırmanın öncelikli hedef olması gerektiğini ifade etti.
"Ülkemizde başlangıçta sözleşmeli yetiştiricilik şeklinde Ege Bölgesi'nde yoğunlaşan üretim, daha sonra ülke genelinde yaygınlaşmıştır. Organik tarım yapılan alanların dağılıma baktığımızda, ilaç ve gübrenin en az kullanıldığı, kimyasallarla toprağın en az kirlendiği, Doğu Anadolu Bölgemiz ilk sırada yer almaktadır. Bölge olağanüstü organik tarım potansiyeline sahiptir. Bu bölgemizi sırasıyla Ege, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu, Karadeniz, Akdeniz ve Marmara bölgeleri izlemektedir. Ülkemizde yıllar itibarıyla organik tarımın gelişimine baktığımızda, 1996 yılında 6 bin 790 hektar olan organik tarım alanları, 2011 yılında 424 bin 117 hektara çıkmıştır. Organik tarım alanlarının toplam tarımsal alanı içindeki payı, 2011 yılına gelindiğinde yüzde 2,4'e ulaşmıştır. Organik hayvancılık ise yeni yeni gelişmeye başlamıştır."
Organik üretimin en önemli ayaklarından birisi olan organik hayvancılık için destekleme ödemesi yapılmasına dair tebliğin, 20 Temmuz 2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini de hatırlatan Bayraktar, şunları kaydetti:
"Tebliğe göre; 2013 yılında organik hayvan yetiştiriciliği faaliyetinde bulunan yetiştiricilere; organik anaç sığır, manda, buzağı, anaç koyun, keçi yetiştiriciliği ile organik arılı kovan konularında destek ödemesi yapılacaktır. Organik anaç sığır, manda ve buzağı, anaç koyun ve keçi desteğinden faydalanmak isteyen yetiştiricilerin 7 Ekim 2013 tarihinden itibaren 22 Kasım 2013, organik arılı kovan desteğinden faydalanmak isteyen yetiştiricilerin ise 9 Eylül 2013 tarihinden itibaren 11 Kasım 2013 mesai saati bitimine kadar, tebliğde belirtilen belgelerle birlikte il/ilçe müdürlüklerine başvurmaları gerekmektedir. Destekleme ödemesine hak kazanan yetiştiricilere; organik anaç sığır-manda için hayvan başına 150 lira, organik buzağı için hayvan başına 50 lira, organik anaç koyun-keçi için hayvan başına 10 lira, organik arılı kovan için ise kovan başına 5 lira destekleme ödemesi yapılacaktır.

0 yorum:

Yorum Gönder