ABD'de Türk hekimin başkanlığındaki uluslararası araştırma
ekibi, yaygın beyin tümörü meninjiyomların (beyni çevreleyen zarda oluşan tümör
cinsi) genetik altyapısını çözdü.
Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Tümörü Araştırmaları
Program Direktörü Prof. Dr. Murat Günel'in önderliğindeki uluslararası
araştırma ekibinin, en sık görülen beyin tümör türü olan meninjiyomlar
üzerindeki araştırması Science dergisinde yayımlandı.
Araştırma sonuçlarına göre, meninjiyomların hemen hemen
hepsinin genetik altyapısı, sadece beş gendeki düzensizliklerle
açıklanabiliyor. Yalnızca cerrahi olarak tedavi edilebilen meninjiyomların
genomik profilleri ile beyindeki yerleşimlerinin bilinmesi, bu tümörler için
ilk kez kişiselleştirilmiş tıbbi tedavilerin geliştirilebilmesini olanaklı
kılıyor.
Araştırma ekibinin başında bulunan beyin cerrahisi
Nixdorff-German kürsü başkanı ve aynı zamanda genetik ve nörobilim profesörü
olan Murat Günel AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Bu genlerdeki bozukluklar
tümörün beynin hangi bölgesinde çıkacağını belirliyor ve kişiye özel tedavilere
imkan sağlıyor'' diye konuştu.
Prof. Günel, 300 meninjiyom örneği üzerinde gen analizi
yaptıklarını ve hastalığın kökenleri ile tedavisine yönelik ön bilgiler sunan
dört yeni genetik şüphe belirlediklerini ifade ederek, hangi genin mutasyon
taşıdığına göre tümörün beyinde değişik bir bölgeye yerleştiğini ve bunun da
tümörlerin habisleşme potansiyellerini belirlediği bilgisini aktardı.
Özellikle nüks eden ya da diğer dokulara yayılan meninjiyomlar
ile cerrahi olarak yüksek risk taşıyan hastalarda, NF2 (neurofibromin 2)
dışındaki genlerde görülen mutasyonlara yönelik ilaç tedavilerinin artık mümkün
hale geldiğinin altını çizen Günel, bu konudaki açıklamalarına şu bilgileri
ekledi:
''Kişiye özel ilaç tedavileri, genellikle iyi huylu olan bu
tümörlerin ilerlemesi için bir risk faktörü olan radyoterapi tedavisinin yerine
artık geçebilir. Bu yaklaşımların daha kötü huylu tümörlere uygulanması da
olanak dahilindedir.''
Beyin tümörü tedavisinde çok önemli bir gelişme kaydeden
Prof. Murat Günel, bu çalışmanın başından beri Türkiye ile ortak devam ettiğini
ve özellikle Acıbadem Hastanesi, Marmara ve Bahçeşehir Üniversitelerinin bu
buluşa katkısının büyük olduğunun altını çizdi. Birçok tümör örneğinin bu
hastanelerden geldiğini belirten Günel, bu çalışmaların sonuçlarının
Türkiye'deki hastaneler ile paylaşıldığı ve Türk hastaların tedavisinde de
kullanılacağı müjdesini verdi.
0 yorum:
Yorum Gönder