24 Ocak 2013 Perşembe

YENİ NESİL RÜZGÂR DEĞİRMENLERİ



Yeni nesil, derin sularda da çalışabilen yüzer rüzgâr değirmenleri Norveç açıklarında test ediliyor.

Yüzen rüzgâr değirmenlerinin en gelişmiş “Hywind” adındaki modeli fırtınalara karşı devrilmemesi için özel bir formda tasarlandı. Şişe benzeri dev şamandıra görünümlü bu rüzgâr değirmenleri 2009 yılından bu yana Norveç kıyıları önünde yüzüyor.
Stuttgart Üniversitesi’nden mühendis Frank Sandner, bu modelini “Bunun alt tarafında, deniz yüzeyinin epeyce altında, yükü kaldırabilen bir kaide var. Bu kaide dengeyi sağlıyor.” sözleriyle özetledi.
Deniz yüzeyinin üzerinde pervaneli kule dikkat çekiyor. Geri kalan bölüm su yüzeyinin epeyce altında yüzüyor ve kaidesi ağır beton yük ile dolduruluyor. Bir nevî “hacıyatmaz” oyuncağı gibi; yani en ağır fırtınada dahi batmıyor. Ama bunun bir alternatifi daha var. O da bir çeşit yüzen ada… . Burada rüzgâr değirmeni, “Ponton” adı verilen yüzen büyük bir platform üzerinde yükseliyor. “Windfloat” adındaki yeni bir model de 2011 yılından bu yana Portekiz kıyıları önünde test ediliyor. Başka üreticiler ise yarım kilometre uzunluğunda, üzerinde çok sayıda türbinin bulunduğu yüzen adalar tasarlıyorlar. Bu yüzen rüzgâr değirmenleri, savrulup gitmemeleri için halatlarla, denizin dibinde yatan beton kaidelere bağlanıyor.
Bugün kullanımda olan sabit pervaneli değirmenlerle kıyaslandığında bunların önemli bir avantajı var: Bunların sığ sularda değil, 700 metreye kadar derinliği olan sularda da kullanılma imkânı bulunuyor. Bu da rüzgâr gücünden enerji kazanma olanağını daha da genişletmiş oluyor. Alman mühedis Sandner şu noktaya dikkat çekiyor: “Başka ülkelerde, başka kıtalarda birdenbire derinleşen kıyı şeritleri görüyoruz. İşte yüzen rüzgâr değirmenleri bu nedenle Okyanus’ta rüzgâr enerjisi sağlayabileceğimiz yegâne olanak.”
Diğer bir avantaj da şu: Yüzen değirmenleri karaya da sabitlemek mümkün. Sadece onu görev yapacağı yere sevk etmek kalıyor. Yani açık denizlerde pahalı inşaat işlerine girişmek de artık tarih oluyor. Ancak yüzen pervaneli değirmenlerin de bazı dezavantajları yok değil! Örneğin denizde tekne misali sağa sola savrulabiliyorlar. Bunu önlemek için bunların çok ağır kaidelere sahip olması gerekiyor ki, bunun da oldukça masraflı olacağı söyleniyor.
Diğer bir çözüm ise rüzgâr değirmeninde ağırlık oluşturmak üzere bir deposundan diğerine su pompalayacak akıllı pompa sistemi… . Böylece rüzgâr değirmeninin dalgalı denizde dengesi sağlanmış olabilecek. Ancak mühendis Andreas Heege, çözüm önerileri ne olursa olsun denizde rüzgâr türbinlerinin sallanmasının, savrulmasının tamamen önüne geçilemeyeceği görüşünü savunuyor: “15 derecelik bir eğime kadar ihtiyaç doğabilir. Bununla birlikte (rüzgâr değirmeninin) tüm aerodinamiği de değişecektir. Bu da şu demek: Bugün kullanımda olan pervaneler bu tür talepler için yeterli değil.”

0 yorum:

Yorum Gönder