Kurmaca, belgesel, canlandırma ve deneysel filmlere yer verilen 24. İstanbul Uluslararası Kısa Film Festivali'ne Türkiye’den 190 film olmak üzere, toplam 920 film başvurdu. Kişisel başvuruların dışında, Fransa UNIFRANCE, Polonya Krakow Film Foundation, Almanya Goethe Institut, Hollanda Eye Film Institute, Italya Roma Film Festival, İspanya Instıtuto Cervantes gibi film merkezleri tarafından seçilen kısa filmler de programda yer aldı.
Büyük bir çoğunluğu dünyanın önemli festivallerinden ödüllerle dönmüş olan bu filmler 21-28 Kasım tarihleri arasında, ücretsiz olarak seyirciye sunuluyor. Değişik gün ve saatlerde iki kez, Fransız Kültür Merkezi-Taksim, İtalyan Kültür Merkezi-Tepebaşı, Pera Müzesi- Tepebaşı ve Alman Kültür Merkezi-Galatasaray sinema salonlarında türkçe alt yazılı olarak gösterilecek bu filmlerin seans bilgilerine istanbulfilm festival.com web sayfası programlar bölümünden ulaşılabilir.
Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da festival dünyanın her yanından davet edilen çok sayıda yönetmen, yapımcı ve oyuncuyu ağırlamaya hazırlanıyor. Konuk sinemacılar, film gösterimleri sonrası, seyirci ile buluşarak filmleri, çalışmaları, ülke sinemaları konusunda seyircilere bilgi veriyorlar ve gelen soruları yanıtlıyorlar. Bu buluşmalar hem seyirci hem de yönetmenler açısından büyük önem taşıyor, daha sonra gerçekleştirilebilecek ortak yapımların önünü açıyor. Önceki yıllarda Türkiye’ye gelmiş olan birçok yabancı yönetmen festival sırasında tanıdıkları İstanbul’u çekim mekânı olarak seçtiler, yerli yönetmenlerle ortak çalışmalara imza attılar.
Goethe-Insitut Istanbul, Uluslararası İstanbul Kısa Film Festivali işbirliğiyle, Oberhausen Manifestosu’nun yayınlanmasının 50. yıldönümünde 1958-1964 yılları arasında yapılmış 21 kısa filmi gösteriliyor. Manifesto’nun 26 imzacısının ayrı ayrı katkısının bulunduğu bu filmler, Yeni Alman Sineması’nın da başlangıcını oluşturuyor ve Almanya’da 60’lı yılların başlarındaki toplumsal duruma benzersiz şekilde ışık tutuyor. Bu proje, 2012 yılında Bologna'da “Il Cinema Ritrovato“ (Unutulmuş Filmlerin Yeniden Keşfi)ödülünü aldı.
İstanbul Uluslararası Kısa Film Festivali’nin ayrılmaz bir parçası haline gelen Hollanda kısa filmleri, her zaman seyirci tarafından beğeni ile izlenmiştir. Festival düzenleme kurulu, 400. yıl nedeniyle, geçtiğimiz yıllarda festivalde gösterilen kısa filmlerden bir seçki yaparak tekrar programına aldı.
Festival boyunca İtalyan Kültür Merkezi salonunda açık kalacak olan bu sergide, sanatçı Gökçe Pehlivanoğlu, film setlerinde çektiği fotoğraflarını tanıtıyor.
Bir sette çalışmanın nasıl bir şey olduğunu anlamak için her şeyden önce orada olmak gerekiyor. 2006'dan 2011'e kadar geçen beş yıl boyunca, dizi, klip, reklam ve filmlerde set fotoğrafçılığı yaptım, kamera arkasında olup bitenlerin vizörün ardındaki gözlemcisi oldum. Benim için set fotoğrafçılığının en güzel yanı, set çalışanlarına, ayrı ayrı görevlerdeki kişilere aynı uzaklıktan bakabilme şansını sunmasıdır. Kolektif bir çalışma disiplini gerektiren setlerde, yönetmeninden servis şöförüne kadar her bir set işçisinin, setteki doğal hallerini ve emeğini görüntüleyebilmek oldukça keyifli bir iştir. İşte tüm bunları bu fotoğraflar ile aktarabiliyorsa bir set fotoğrafçısı görevini başarıyla yerine getiriyor demektir.”
NTVMSNBC
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder