15 Şubat 2010 Pazartesi

TÜRK DÜNYASI SİNEMA GÜNLERİ BAŞLIYOR

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Avrasya Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hayati Tüfekçioğlu, İstanbul'un 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olması ve çağdaş Türk halklarının sinema yoluyla İstanbul'da tanıtılmasının kültür ve sanat hayatına renk katacağını söyledi.

''4. Türk Dünyası Sinema Günleri'' hakkında bilgi veren Tüfekçioğlu, İstanbul Üniversitesi Avrasya Enstitüsünün üstlendiği organizasyonun, Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA), Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve Beyoğlu Belediye Başkanlığı desteğinde düzenlendiğini söyledi.

Tüfekçioğlu, Türk Dünyası Sinema Günleri'nde yer alan filmlerin, organizasyona katılan ülkelerde düzenlenen festivallerde yer almış, birçoğu ödüllü filmlerden oluştuğunu vurgulayarak, organizasyona, Türkiye'nin yanı sıra Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Başkurdistan ve Tataristan Özerk cumhuriyetlerinin katılacağını bildirdi.

Hayati Tüfekçioğlu, 4 gün sürecek organizasyonun amacının, ''katılımcı ülkeleri ortak kültürel değerler etrafında buluşturmak, kaynaştırmak, hızla gelişen dünyada ortak tarih ve kültürel değerler ışığında gelecek vizyonu oluşturmak ve Avrasya coğrafyasına yayılmış çağdaş Türk ülkelerinin kültürel değerlerinin sinema yoluyla paylaşılmasını sağlamak olduğunu'' kaydetti.

Organizasyonun ana mekanlarının Beyoğlu Muammer Karaca Tiyatrosu, Zeytinburnu Kazlıçeşme Kültür Merkezi, Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi, İstanbul ve Aydın üniversiteleri olacağını kaydeden Tüfekçioğlu, organizasyonun içinde yer alan ''Ustalara Saygı'' etkiliğinde Cengiz Aytmatov, Halit Refiğ, Zeki Ökten ve Yücel Çakmaklı'nın, Alima Okeyeva, İrfan Çiftçi, Mesut Uçakan ve Kamil Engin tarafından gençlere anlatılacağını belirtti.

Tüfekçioğlu, Türk dünyası sinemacılarını öğrencilerle buluşturan organizasyonun, 15 Şubat’ta başlayacağını ve 18 Şubat Perşembe gününe kadar devam edeceğini, tüm etkinliklerin ücretsiz takip edilebileceğini sözlerine ekledi.

STAR

HAFTALIK ÇALIŞMA SAATİ 21'E İNDİRİLSİN ÇAĞRISI

İngiltere merkezli bir düşünce üretme kuruluşu ekonomiyi canlandırmak ve yaşam kalitesini artırmak için haftalık çalışma saatlerinin 21'e indirilmesi gerektiğini ileri sürdü.

New Economics Foundation (Yeni Ekonomi Vakfı) tarafından hazırlanan raporda çalışma saatlerinin indirilmesinin hem işsizliğe hem de aşırı çalışma sorunlarına çare olacağı dile getiriliyor.

Raporda günümüz İngiltere'sinde, 2 buçuk milyon kişinin işsiz olmasına karşın, çalışma saatlerinin 30 yıl öncesinden daha uzun olduğu belirtiliyor. Vakfın raporunda, iş saatlerinin azaltılmasının çalışanların daha az para kazanması anlamına geleceğini ancak böylece diğer anlamlı etkinliklere ayıracak zaman bulunabileceği kaydediliyor. Raporda, böylece çocuklar, yaşlılar ve aile içinde yardıma ihtiyaç duyanların bakımı için daha fazla zaman bulunabileceği gibi vatandaşlık görevlerinin yerine getirilmesi içinde de ekstra zaman olacağı dile getiriliyor.

Raporu hazırlayanlardan Anna Coote, "Böylece daha iyi ana-babalar, daha iyi vatandaşlar, daha iyi komşular haline gelebileceğimiz gibi, daha az stresli ve daha mutlu olacağımız için işimizde de daha üretken insanlar haline gelebiliriz" diyor. Raporu hazırlayan vakfın yöneticilerinden Andrew Simms de, "Böylesi bir kültür değişimi karşımıza halletmemiz gereken ciddi sorunlar çıkaracaktır ama bunun gerek ekonomiye, gerekse yaşam kalitemiz ve gezegenimize çok büyük katkıları olacaktır" diyor.

BBC TÜRKÇE

14 Şubat 2010 Pazar

ÖZPETEK 'SERSERİ MAYINLAR'LA BERLİNALE'DE

60. Berlin Film Festivali Berlinale'de galası yapılan 'Serseri Mayınlar' filminin yönetmeni Ferzan Özpetek, düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, bu filmi güldürmek için yaptığını belirterek, "Benim için bir zevkti. İnsanların birbiriyle olan ilişkilerini anlatmak zordu. Büyüleyici ve güzel, ancak zor bir çalışma oldu" dedi.

Bir gazetecinin, "Bu film Alman yönetmen tarafından çekilseydi çok ciddi olurdu. Bunu bu şekilde nasıl yaptınız?" şeklindeki sorusuna karşılık Özpetek, Türkiye'den 17 yaşındayken İtalya'ya gittiğini, Türkiye'de ve İtalya'da çok sayıda film izlediğini, hayatta trajik olaylara çoğu zaman güldüğünü, bunun kendi tarzı olduğunu ifade etti.

İtalya'yı bir gereksinim olduğu için değil, bilinçli bir şekilde tercih ettiğini belirten Özpetek, "İtalya'yı, bu ülkeye karşı iyi duygularım olduğu için seçtim. İçimde sevgi vardı bu ülkeye karşı. Bir gereksim olarak değil, bilerek ve film çekmek için bu ülkeyi seçtim" diye konuştu.

Özpetek, "Serseri Mayınlar"ın 12 Mart'ta İtalya'da gösterime gireceğini kaydetti.

Filmde oynayan Lunetta Saviano ve Elena Sofia Ricci de bu filmde kendilerine rol vermesi nedeniyle Özpetek'e teşekkür etti.

NTVMSNBC – AA

VİRÜS AVCISI TÜRK

AIDS, ebola gibi adı bile insanı dehşete düşüren hastalıklara çare bulacak mucize ilaca doğru yürüyen ekibin içinde Türk bilim insanı Zeynep Akyol Ataman da var. Ekibin hastalıkların bileğini bükecek buluşa verdikleri isim: LJ001

Çağımızın AIDS, ebola, hepatit-C gibi adı bile insanları dehşete düşüren hastalıklarına çare bulacak ortak tedavi yöntemi modern tıbbın önceliklerden biri. Geçtiğimiz ayın sonunda Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi Tutanakları (Proceedings of National Academy of Sciences) dergisinde yayımlanan bir makale, bu beklentinin hayal olmaktan çıkmak üzere olduğunu, beklenen mucize ilacın üretimi yolunda çok önemli bir adım atıldığını ortaya koydu. Geniş yankı uyandıran makalede “zarflı virüs” denilen ve çevresi bir zarfla kaplı virüslerin tümünü etkisiz bırakan bir maddenin keşfedildiği bildirildi.


Makaleyi kaleme alanlardan biri de Zeynep Akyol Ataman’dı. Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Biyoloji Bölümü mezunu, son 15 yılını Amerika’da bilimsel çalışmalarla geçiren genç bir bilim insanı. Mesleği virüslere kafa tutmak. Doktora çalışması Uzak Asya ve Avustralya’da rastlanan, dev bir yarasanın doğal taşıyıcısı olduğu, beyin zarı iltihaplanmasına neden olan Nipah virüsü. UCLA’ya (University Of California Los Angeles) bağlı Benhur Lee laboratuvarındaki çalışma arkadaşlarıyla birlikte birçok hastalığın birden bileğini bükebilecek buluşla adını yarın tıp tarihine yazdırması hiç de uzak bir olasılık değil.


Bu anti-virüs maddeye verilen isim LJ001. Etki alanı AIDS, grip, hepatit-c veya ebolanın yanı sıra, çiçek, sarı humma, Batı Nil virüsü, Rift Vadisi virüsü, Nipah virüsü gibi gene zarflı virüsler. Fareler üzerinde yapılan denemeler LJ001’in yan etkileri olmadığını gösterdi.


MİLLİYET SABETAY VAROL

13 Şubat 2010 Cumartesi

CEPTEN KONUŞMAK UCUZLUYOR

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), 1 Nisan’dan itibaren uygulanmak üzere arabağlantı ücretlerinde yaklaşık yüzde 50 oranında indirim yapmasının, cepten görüşmeleri ucuzlatması bekleniyor.

Geçen yıl mayıs ayında yapılan yüzde 30’luk indirimin ardından, bu indirimin de faturalara büyük ölçüde yansıması bekleniyor. İki farklı operatör arasında yapılan görüşmelerde uygulanan ücrete arabağlantı ücreti deniyor.

Bu ücret tarifeleri abone sayısı, mobil hizmet maliyeti, karşılıklı trafik ve pazara giriş sırasına göre BTK tarafından belirleniyor.

Hürriyet gazetesinin haberine göre BTK’nın internet sitesinde duyurduğu tarifeyle yeni arabağlantı ücretleri belirlendi. Yeni düzenlemedeki indirimin, daha önceki indirimde olduğu gibi Turkcell, Avea ve Vodafone tarafından faturalara yansıtılması bekleniyor.

BTK, 3G ve ondan önceki teknoloji olan 2G için sesli konuşmada aynı arabağlantı ücretlerini belirlerken görüntülü konuşmada daha yüksek fiyat belirledi. Turkcell, yeni arabağlantı ücret tarifelerine göre kendileri için daha önce 0.0655 TL olan GSM şebekelerinde çağrı sonlandırma ücretinin 0.0313 TL olarak belirlendiğini açıkladı.

Turkcell’den yapılan açıklamada, “Kurul kararında belirtilen arabağlantı ücretlerindeki düşüş sektör beklentisinin üzerinde gerçekleşti. Bu indirim sonrasında arabağlantı ücretleri mobil pazarda Avrupa Birliği ortalamalarının yedi kat altına indi” denildi.

Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, “Finansal anlamda etkileri olabilecek bu kararın, sektörde şartları değiştirdiği için fırsatlar barındıracağını düşünüyorum” dedi.

YENİ ÜCRETLER
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) 1 dakikalık görüşme ücreti için belirlediği yeni tarifeler:

Turkcell 3,13 (6,55 kuruştan indirim)
Vodafone 3,23 (6,75 kuruştan indirim)
Avea 3,7 (7,75 kuruştan indirim)
Türk Telekom şehiriçi 1,71
Türk Telekom alan içi 1,39
Türk Telekom şehirlerarası 2,24

NTVMSNBC

KANSERE KARŞI DOĞAL MUCİZE

Doğal besinlerin çeşitli hastalık ve sağlık sorunlarına karşı etkisi yüzyıllardır bilinen bir gerçek. Son araştırmalar ise bazı yiyeceklerin kanserle aktif bir şekilde savaşarak kanser hücrelerini yok ettiğini gösteriyor.

Amerikalı bilim insanları, çeşitli yiyeceklerin kansere karşı etkisini mercek altına aldı. Massachusetts merkezli Angiogenesis Vakfı'nın araştırmasında özellikle kırmızı şarap ve bitter çikolatanın kanser hücreleri ile aktif bir şekilde savaştığı ve hücrelerin çoğalmasını engellediği belirtiliyor. Araştırmaya göre kırmızı üzüm, bitter çikolata, yaban mersini, sarımsak, soya ve çeşitli çaylar vücudu beslemekle kalmıyor, aynı zamanda kanser hücrelerinin mukavemetini kırabiliyor.

Angiogenesis Vakfı Başkanı araştırmacı William Li besin maddelerini kanserle mücadeledeki etkilerine göre sınıflandırdıklarını belirterek, belirli kimyasal maddeleri içeren besinlerin, tümörlere kan akışını keserek yok olmasına yol açtığını kaydetti. “Yediklerimiz günde üç öğün kemoterapi anlamına geliyor” diyen Li, Harvard Tıp Fakültesi'nin yaptığı bir araştırmaya da atıfta bulundu. Bu araştırma, haftada birkaç kez pişmiş domates yiyen erkeklerde prostat kanserine yakalanma riskinin yüzde 30 ila 50 oranında azaldığını ortaya koyuyordu. William Li, “Etrafımızda sürekli bir tıbbî devrim yaşanıyor. Eğer bulgularımızda haklıysak bunun tüketici bilincinde, gıda üretimi, halk sağlığı ve hatta sigorta sisteminde etkileri olabilir” diye konuştu.

Kanser hücrelerine kan akışının kesilmesi temeline dayalı olarak piyasada on kadar ilaç bulunuyor. Yapılan araştırmada piyasada ruhsatlı ilaçlarla, maydanoz, şaraplık üzüm, üzümsü taneli meyveler ve diğer besin maddelerinin etkisi karşılaştırıldı. Araştırmacılar besin maddelerinin kansere karşı en az ilaçlar kadar etkili olduğu bulgusuna ulaştı. Besin maddelerinin birlikte alınması durumunda etkinin daha da güçlendiği görüldü. William Li, herkesin pahalı kanser ilaçlarını alacak parası olmadığına dikkat çekerek, beslenmeye dayalı tedavinin pek çok insan için tek çözüm yolu olabileceğini vurguladı.

Araştırmaya göre kanserle savaşan besinlerin bir başka özelliği daha var: Vücuttaki yağı eritmeleri. Yağ tabakası, var olabilmek için kan akışına muhtaç olduğundan sözkonusu besinlerin içerdiği kan akışını etkileyen maddeler yağın erimesine yol açıyor. Yapılan testler, genetik olarak tombul farelerin normal fare boyutuna inebildiğini gösteriyor.


DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE

12 Şubat 2010 Cuma

TÜRK FİLMLERİ BERLİN'DE

Berlin Film Festivali başladı. Festivalin 60'ıncı yılında Türk filmleri Berlin'e adeta çıkartma yaptı. 6 Türk filmi, farklı dallarda sinemaseverlerin beğenisine sunulacak.

Bu 6 Türk filminden biri, Berlin Film Festivali'nin ana yarışma bölümünde yer alıyor. Semih Kaplanoğlu'nun "Bal" adlı film, Berlin'de "Altın Ayı" ödülü için 19 filmle yarışacak.

Kaplanoğlu'nun "Yusuf Üçlemesi"nin "Süt" ve "Yumurta" filmlerinden sonraki üçüncü filmi olan "Bal"; izleyiciyi bu kez Yusuf’un çocukluğuna götürüyor ve Karakovan balcısı babası Yakup’la tanıştırıyor.

Altın Portakal Film Festivali'nde bu yılın en iyi filmi ödülünü alan Reha Erdem'in "Kosmos" adlı filmi de, festivalin "Panorama Özel" bölümünde izleyiciyle buluşacak. Film, mucizeler yaratan bir hırsızın zaman dışı sınır bir şehre her şeyden kaçıp yerleşmesinden sonra başına gelenleri anlatıyor.

Nuri Bilge Caylan'ın "Kasaba" ve Tayfun Pirselimoğlu'nun "Pus" adlı filmleri de festivalin Forum bölümünde gösterilecek.

Almanya'da yaşayan yönetmen Fatih Akın'ın "Yaşamın Kıyısında" adlı filmi de, festivalde özel bir gösterimle yer alacak.

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi Serseri Mayınlar da Berlin Film Festivali'nde galasını yapacak. Film iki erkek kardeşin başına gelen olayları anlatıyor.

"Altın Ayı" ve "Gümüş Ayı" ödüllerinin 20 Şubat'ta sahiplerine verileceği 60'ıncı Uluslararası Berlin Film Festivali 21 Şubat'ta sona erecek.

ULUSAL KANAL

EGZERSİZDEN ELEKTRİK

Spor salonunda egzersiz yaparken ortaya çıkan kinetik enerji bugüne kadar boşa gidiyordu. Üstüne bir de cihazlar elektrik tüketiyordu. Artık her şey tersine döndü. Spor salonunda egzersiz yaparken elektrik tüketmek yerine üreteceksiniz.

Bu sistem sayesinde yaklaşık 30 dakika egzersiz yapan biri 50 Watt'lık elektrik üretebiliyor. Bu da bir telefonu 6 kere şarj edebilecek ya da bir lambayı 2.5 saat yakacak kadar enerjiye denk geliyor.

Spor salonlarına gelen ve saatlerce spor yapan insan sayısını düşünürseniz, bu sayede ne kadar enerji elde edilebileceğini de hayal etmiş olabilirsiniz. ReRev adlı bu sistem Amerika Birleşik Devletleri'nde kullanılmaya başlandı. Şu anda 180 egzersiz cihazı bu sistemle işliyor.

NTVMSNBC

TARİHİ ÇEŞMELER YENİLENİYOR

İstanbul Ticaret Odası ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında, kentteki 15 tarihi Osmanlı çeşmesinin restorasyonunu ve 3 yıllık bakımını kapsayan protokol imzalandı.

Çeşmelerin, bulundukları yerde yaşayan halkın özelliğini gösteren tapu kayıtları niteliği taşıdığını belirten İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ''Bu tapu kayıtlarının yaşatılması ve ihya edilmesi bizim asli görevimizdir. Bugüne kadar 42 çeşme restore ettik, 23 çeşmenin çalışmaları sürüyor'' dedi.

Topbaş, bugünkü anlaşmanın 15 çeşmenin restorasyonunu kapsadığını ifade ederek, protokol kapsamında İTO'nun, çeşmelerin 3 yıllık bakımını da üstlendiğini kaydetti.


İTO Başkanı Murat Yalçıntaş da İstanbul'a hizmet eden kurumlar el ele verdikçe her zaman kazananın İstanbul ve İstanbullular olacağını söyledi.

Çeşme kültürünün temel kültürümüzün ana direklerinden biri olduğunu vurgulayan Yalçıntaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bu anlaşmayla bu direği daha da sağlamlaştırıyoruz. Bu çalışmada Büyükşehir Belediyesi ile birlikte çeşmeler tespit edildi, projeleri Anıtlar Yüksek Kuruluna onaylatıldı. Önce restorasyonları, sonra da 3 yıl boyunca bakımları gerçekleştirilecek. Bu proje için 1 milyon TL bütçe ayırdık ve inşallah 2010 yılı bitmeden restorasyonları gerçekleştireceğiz.''

NTVMSNBC

MANDELA'NIN ÖZGÜRLÜĞE KAVUŞMASININ 20. YILDÖNÜMÜ

Güney Afrikalı lider Nelson Mandela'nın hapisten çıkarılmasının 20. yıldönümü törenlerle kutlanıyor. Mandela'nın salıverilmesi, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde ırk ayrımcılığına son verilmesi sürecinde kilit rol oynamıştı.

Cape Town'da bir grup tanınmış isim, Nelson Mandela'nın 27 yıl süren hapsinin son dönemini geçirdiği cezaevinden hareketle bir anma yürüyüşü yaptılar.

Şimdi 91 yaşında ve çelimsiz halde olan Nelson Madela'nın, uzun zamandır ilk defa bu akşam halkın önüne çıkması bekleniyor.

Mandela, 1994 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ilk siyah cumhurbaşkanı olmuştu.

1964 Yılında şiddet yoluyla hükümeti devirme planları hazırladığı gerekçesiyle ömür boyu hapse mahkûm edilen Mandela, 27 yıl süren hapsin büyük bölümünü Cape Town kıyısı açıklarındaki Robben adasındaki cezaevinde geçirmişti.

Salıverilmeden önceyse Cape Town'un 50 km. uzağında, kırsal bir kesimde bulunan Victor Verster cezaevinin arazisindeki bir kulübede özel aşçısıyla birlikte yaşıyordu.

Mandela'nın özgürlüğüne kavuşmasını anmak için düzenlenen yürüyüşte, Victor Verster cezaevinin kapısından geçildi. Cezaevi şimdi Drakenstein adıyla anılıyor ve alanda Mandela'nın bir heykeli de yer alıyor.

Yürüyüşe katılan ve Güney Afrika'daki ayrımcılıkla mücadele hareketinin kıdemli isimlerinden olan Cyril Ramaphosa, Nelson Mandela'nın oynadığı önemli rolü vurguladı.

"Halkımıza hizmet etmek için yaşanmış bir hayatı kutluyoruz." diyen Ramaphosa, "Mandela dışarıdaki insanlar için yaşamaya devam etmesi gerektiğini biliyordu. Halkımızın mücadelesi olmasaydı, Madiba (N.Mandela'nın kabile içindeki adı) hiçbir zaman serbest bırakılmazdı." diye sürdürdü.

BBC TÜRKÇE