Türk doktorları, yüz felci tedavisinde kortizon yerine
oksitosin hormonu ve resveratrol adlı maddenin yan etkisi olmadan
kullanılabileceğini saptadı.
Gaziosmanpaşa, Celal Bayar ve Ege üniversitelerinin iş
birliğinde, 5 doktor tarafından yürütülen bilimsel çalışmada, yüz felci
tedavisinde kortizon yerine oksitosin hormonu ve "resveratrol" adlı
antioksidan maddenin, yan etkisi olmadan daha etkin şekilde kullanılabileceği
tespit edildi.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim
Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oytun Erbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
"Yüz felci geliştirilen deneysel sıçanlarda oksitosin ve resveratrolün
tedavi etkinliğinin araştırılması" isimli çalışmalarıyla, 14 Kasım
2013'te, Uluslararası Otolojik Cerrahi Derneğinden kulak burun boğaz
hastalıkları dalında Politzer ödülü kazandıklarını söyledi.
Yüz felcinde yeni tedavi yöntemleri bulmak için bu çalışmayı
yaptıklarını kaydeden Erbaş, "Çalışmada ispatladığımız iki tedavi ajanı
var. Bunlardan birisi, doğum sırasında salgılanan ve annelik hormonu olarak
bilinen oksitosin, diğeri de gıdalarda özellikle renkli gıdaların çekirdeğinde,
üzümde, kayısı çekirdeğinde bulunan resveratrol denilen maddeydi" diye
konuştu.
Çalışmalarının yaklaşık 4 ay sürdüğünü ifade eden Erbaş,
deney farelerinde "fasial yüz felci modeli" oluşturduklarını ve bu
rahatsızlığı oksitosin ve resveratrolle tedavi ettiklerini belirtti.
Rutin tedavide kullanılan kortizonun bazı dezavantajları
olduğunu savunan Erbaş, şunları kaydetti:
"Kortizon kullanan hastalarda vücutta tuz ve su
tutmasına bağlı olarak hipertansiyon oluşuyor, aynı zamanda enfeksiyon riskini
de artıyor. Onun için bazı hastalarda kortizon kullanımı sınırlanmaktadır. Bir
de kortizon, hastalarda yüzde 100 olumlu yanıtlar vermemekteydi. Bizim ise
tedavimizde kullandığımız oksitosin doğal bir madde. Yan etkileri hemen hemen
hiç yokmuş gibi, resveratrol da doğal bir madde, gıdalarda bulunuyor.
Çalışmamızda oksitosin ve resveratrolün kortizona göre yüz felcini daha hızlı
iyileştirdiğini kanıtladık. Geliştirdiğimiz tedavinin üstünlüğü, hem tansiyonu
yükseltmemesi hem de bağışıklık sistemini bozmadığı için hastanın enfeksiyon
riskini artırmamasıdır."
Oksitosin hormonu hakkında bilgi veren Erbaş, özellikle
doğum esnasında ve doğum sonrasında oksitosinin önemli rol oynadığını ifade
ederek, "Doğum esnasında serviks ve uterusun gerilmesiyle çok miktarlarda
salınır, rahim kaslarının kasılmasını uyarır ve doğumu kolaylaştırır. Doğumdan
sonra ise meme başı uyarısıyla sütün salınımını sağlayarak emzirmeye yardımcı
olur" diye konuştu.
"Deney hayvanları üzerinde yaptığımız çalışmalarda,
oksitosin hormonunun Parkinson hastalığında oluşan sinir hücresi hasarını
azalttığını, epilepsi nöbeti gelişmesini azaltıp durduğunu, endometriozis
denilen kasık ağrısı ve kısırlıkla sonuçlanan kadın hastalığına iyi gelip
çikolata kistlerini azalttığını gösterdik. Bu bulgularımız, uluslararası tıp
dergilerinde yayınlandı. Oksitosin, son yıllarda birçok hastalıkta denenen bir
ajandır. Oksitosin gelecekte de Parkinson, epilepsi, endometriozis, yüz felci
gibi hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek doğal bir tedavi
ajanıdır."
0 yorum:
Yorum Gönder