Yoksul çocukları müzikle tanıştırıp suçtan uzak tutan 'El
Sistema'yı örnek alan 'Barış İçin Müzik' orkestrası geçen hafta Salzburg
Festivali'ndeydi. Mehmet Selim Baki ve Yeliz Baki'nin kurduğu Türkiye'nin 'El
Sistema'sıyla tanışın.
Edirnekapı’da Kariye Müzesi’nin arkasında bir binadan bir
orkestra müziği yükseliyor. Aradığım adrese ulaşmak için müzik sesini takip
etmem gerektiğini anlıyorum. İçeri girdiğimde Serap hanım karşılıyor beni.
Barış İçin Müzik Orkestrası’nda görev alan Ayça’nın annesi. Yukarı çıkarak
orkestranın olduğu odaya giriyorum. Yaşları 8 ile 14 arasında değişen çocuklar
yaptıkları müziğe konsantre olmuş enstrümanlarını çalıyorlar. Klasik eserlerden
türkülerin senfonik versiyonuna pek çok şarkı çalıyorlar.
Mimar Mehmet Selim Baki ve öğretim üyesi Yeliz Baki 2005
yılında kurmuşlar ‘Barış için Müzik’i. Venezüella’da 38 yıl önce kenar
mahallelerdeki yoksul çocukları müzikle tanıştırıp suçtan uzak tutmayı
amaçlayan ‘El Sistema’ oluşumunu örnek alarak ‘Barış İçin Müzik’i hayata
geçiren çift yer olarak Romanların ağırlıklı olarak yaşadığı Edirnekapı semtini
tercih etmiş. Barış İçin Müzik şimdiye dek -bu yıl yaptığı İKSV işbirliği
dışında - neredeyse hiçbir bağış kabul etmemiş. Mehmet Selim Baki varını yoğunu
koymuş bu projeye. Dokuz senedir faaliyet gösteren kurum iki buçuk sene önce
vakfa dönüşmüş. Vakıf bu yıl İKSV ile kurumsal partner olmuş, ayrıca Lale Kart
üyelik programı da orkestranın öncü sponsoru olarak destek vermiş.
Barış İçin Müzik’in kuruluş amacını Yeliz Baki anlatıyor:
“Temel amacımız mümkün olduğunca fazla çocuğa müzik eğitimi verebilmek ve
onlara sanatsal yaşama katılma hakkı sunmak. Müziği bir araç olarak görüyoruz.
Barış için müzik için barış ve adalet kavramları çok önemli. Bize göre adil
olmayan bir dünyada barışın olması mümkün değil. Burada hedef özellikle
ekonomik olarak sıkıntı yaşayan ailelerin çocuklarını eğitime dahil etmek.
Müzik burada bir sosyal dönüşüm aracı.”
Baki çifti Barış İçin Müzik’i ilk açtıklarında bölgede
kendilerini anlatmakta epey zorlanmış. İlk olarak Ulubatlı İlköğretim
Okulu’ndaki öğrencilere atölye çalışması ile başlamışlar işe. Okulun idealist
müdürü Kadir Daloğlu, Baki çiftini anlamış ve onlara çok yardımcı olmuş. “Siz
buraya gelen yabancılarsınız. İnsanların size güvenmesi için belli bir zaman
gerekiyor” diyen Yeliz Baki’yi Mehmet Selim Baki tamamlıyor: “İlkelerimizi
oturtana kadar herhangi bir bağış kabul etmedik. Etraftan aldığımız en hafif
tepki ‘Sen deli misin’ oluyordu. Ancak sonunda ailelerle tanıştık ve neyi amaçladığımızı
onlara anlattık. Şimdiye kadar 4000’i aşkın öğrenci buranın tedrisatından
geçti.”
Barış İçin Müzik’e katılmak isteyen öğrenciler hiçbir
seçmeden geçmeden müzik eğitimi alabiliyorlar. İlk açıldığında akordeonla
başlayıp flütle devam eden müzik eğitimlerine bugün keman, viyola, çello,
piyano, perküsyon, kontrbas, klarnet, trombon, trompet, tuba ve korno eklenmiş.
Burada bulunmanın çocuklar üzerindeki etkisini sorduğumda Yeliz Baki büyük bir
gururla alıyor sözü:
“Yaratmaya
çalıştığımız ruh burada çok yerleşti. Buraya gelen her çocuk orkestranın bir
parçası oluyor. Birimiz bile eksikse o puzzle’ın bir parçası eksik hissi
yaşıyoruz. Ben sesimi ancak senin sesinle birleştirirsem tamamlayabiliyorum.
Ayrıca buraya her gün onlarca kişi girip çıkıyor. Bir ara bize yardım eden
velilerimiz yoktu. Baktım çocuklar kimse onlara söylemeden organize olmuş.
Birileri makarna suyu koyuyor, başka biri salata yapıyor, diğerleri temizlikle
uğraşıyor. Bunu yaratıncaya kadar çok çaba sarf ettik. Çünkü buraya ilk
geldiklerinde çocuklar sevgisini bile şiddetle ifade ediyordu. Orkestra mantığı
aslında bir arada yaşama kültürünü destekliyor.”
Barış için Müzik aynı zamanda Avrupa’daki El Sistema
mantığıyla oluşan kurumların bir araya gelerek oluşturduğu El Sistema Europe
üyesi. Bu yaz Viyana’da prestijli Salzburg Müzik Festivali kapsamında bir
konserde El Sistema Europe’u temsil ettiler. Çoğunluğu ilk defa yurtdışına
çıkan çocuklar hayatlarında ilk kez yabancı kültürden çocuklarla tanışarak
çalışma fırsatı bulmuşlar. Beş yıldır Barış İçin Müzik’te piyano ve çello çalan
Hazal “Hayatımın en güzel günlerini Viyana’da geçirdim” diyor. 13 yaşındaki
Yunus ise vakfa ilk geldiğinde altı yaşındaymış. Yunus bu yıl Mimar Sinan
Devlet Konservatuvarı’nı kazanmış. Zaten dokuz yılda buradan konservatuvara
giden pek çok öğrenci olmuş. Son bir yıldır vakfın müzik direktörlüğünü ise
Guatemala Sistema’nın kurucusu Bruno Campo üstlenmiş. Mehmet Selim Baki, bu
tarz kurumların Venezüella’daki gibi devlet tarafından desteklenmesini
bekliyor. Baki, “Hükümetler değişiyor ancak devlet El Sistema’dan desteğini
çekmiyor” diye konuşuyor.
0 yorum:
Yorum Gönder