28 Ağustos 2013 Çarşamba

TÜRKİYE'NİN 'EL SİSTEMA'SI



Yoksul çocukları müzikle tanıştırıp suçtan uzak tutan 'El Sistema'yı örnek alan 'Barış İçin Müzik' orkestrası geçen hafta Salzburg Festivali'ndeydi. Mehmet Selim Baki ve Yeliz Baki'nin kurduğu Türkiye'nin 'El Sistema'sıyla tanışın.

Edirnekapı’da Kariye Müzesi’nin arkasında bir binadan bir orkestra müziği yükseliyor. Aradığım adrese ulaşmak için müzik sesini takip etmem gerektiğini anlıyorum. İçeri girdiğimde Serap hanım karşılıyor beni. Barış İçin Müzik Orkestrası’nda görev alan Ayça’nın annesi. Yukarı çıkarak orkestranın olduğu odaya giriyorum. Yaşları 8 ile 14 arasında değişen çocuklar yaptıkları müziğe konsantre olmuş enstrümanlarını çalıyorlar. Klasik eserlerden türkülerin senfonik versiyonuna pek çok şarkı çalıyorlar.
Mimar Mehmet Selim Baki ve öğretim üyesi Yeliz Baki 2005 yılında kurmuşlar ‘Barış için Müzik’i. Venezüella’da 38 yıl önce kenar mahallelerdeki yoksul çocukları müzikle tanıştırıp suçtan uzak tutmayı amaçlayan ‘El Sistema’ oluşumunu örnek alarak ‘Barış İçin Müzik’i hayata geçiren çift yer olarak Romanların ağırlıklı olarak yaşadığı Edirnekapı semtini tercih etmiş. Barış İçin Müzik şimdiye dek -bu yıl yaptığı İKSV işbirliği dışında - neredeyse hiçbir bağış kabul etmemiş. Mehmet Selim Baki varını yoğunu koymuş bu projeye. Dokuz senedir faaliyet gösteren kurum iki buçuk sene önce vakfa dönüşmüş. Vakıf bu yıl İKSV ile kurumsal partner olmuş, ayrıca Lale Kart üyelik programı da orkestranın öncü sponsoru olarak destek vermiş.
Barış İçin Müzik’in kuruluş amacını Yeliz Baki anlatıyor: “Temel amacımız mümkün olduğunca fazla çocuğa müzik eğitimi verebilmek ve onlara sanatsal yaşama katılma hakkı sunmak. Müziği bir araç olarak görüyoruz. Barış için müzik için barış ve adalet kavramları çok önemli. Bize göre adil olmayan bir dünyada barışın olması mümkün değil. Burada hedef özellikle ekonomik olarak sıkıntı yaşayan ailelerin çocuklarını eğitime dahil etmek. Müzik burada bir sosyal dönüşüm aracı.”
Baki çifti Barış İçin Müzik’i ilk açtıklarında bölgede kendilerini anlatmakta epey zorlanmış. İlk olarak Ulubatlı İlköğretim Okulu’ndaki öğrencilere atölye çalışması ile başlamışlar işe. Okulun idealist müdürü Kadir Daloğlu, Baki çiftini anlamış ve onlara çok yardımcı olmuş. “Siz buraya gelen yabancılarsınız. İnsanların size güvenmesi için belli bir zaman gerekiyor” diyen Yeliz Baki’yi Mehmet Selim Baki tamamlıyor: “İlkelerimizi oturtana kadar herhangi bir bağış kabul etmedik. Etraftan aldığımız en hafif tepki ‘Sen deli misin’ oluyordu. Ancak sonunda ailelerle tanıştık ve neyi amaçladığımızı onlara anlattık. Şimdiye kadar 4000’i aşkın öğrenci buranın tedrisatından geçti.”
Barış İçin Müzik’e katılmak isteyen öğrenciler hiçbir seçmeden geçmeden müzik eğitimi alabiliyorlar. İlk açıldığında akordeonla başlayıp flütle devam eden müzik eğitimlerine bugün keman, viyola, çello, piyano, perküsyon, kontrbas, klarnet, trombon, trompet, tuba ve korno eklenmiş. Burada bulunmanın çocuklar üzerindeki etkisini sorduğumda Yeliz Baki büyük bir gururla alıyor sözü:
 “Yaratmaya çalıştığımız ruh burada çok yerleşti. Buraya gelen her çocuk orkestranın bir parçası oluyor. Birimiz bile eksikse o puzzle’ın bir parçası eksik hissi yaşıyoruz. Ben sesimi ancak senin sesinle birleştirirsem tamamlayabiliyorum. Ayrıca buraya her gün onlarca kişi girip çıkıyor. Bir ara bize yardım eden velilerimiz yoktu. Baktım çocuklar kimse onlara söylemeden organize olmuş. Birileri makarna suyu koyuyor, başka biri salata yapıyor, diğerleri temizlikle uğraşıyor. Bunu yaratıncaya kadar çok çaba sarf ettik. Çünkü buraya ilk geldiklerinde çocuklar sevgisini bile şiddetle ifade ediyordu. Orkestra mantığı aslında bir arada yaşama kültürünü destekliyor.”
Barış için Müzik aynı zamanda Avrupa’daki El Sistema mantığıyla oluşan kurumların bir araya gelerek oluşturduğu El Sistema Europe üyesi. Bu yaz Viyana’da prestijli Salzburg Müzik Festivali kapsamında bir konserde El Sistema Europe’u temsil ettiler. Çoğunluğu ilk defa yurtdışına çıkan çocuklar hayatlarında ilk kez yabancı kültürden çocuklarla tanışarak çalışma fırsatı bulmuşlar. Beş yıldır Barış İçin Müzik’te piyano ve çello çalan Hazal “Hayatımın en güzel günlerini Viyana’da geçirdim” diyor. 13 yaşındaki Yunus ise vakfa ilk geldiğinde altı yaşındaymış. Yunus bu yıl Mimar Sinan Devlet Konservatuvarı’nı kazanmış. Zaten dokuz yılda buradan konservatuvara giden pek çok öğrenci olmuş. Son bir yıldır vakfın müzik direktörlüğünü ise Guatemala Sistema’nın kurucusu Bruno Campo üstlenmiş. Mehmet Selim Baki, bu tarz kurumların Venezüella’daki gibi devlet tarafından desteklenmesini bekliyor. Baki, “Hükümetler değişiyor ancak devlet El Sistema’dan desteğini çekmiyor” diye konuşuyor.

0 yorum:

Yorum Gönder