Arkeologların yaptığı çalışmalar sonunda İstanbul'un en eski
su sistemi keşfedildi. Su kanalının İstanbul’un Roma’nın Başkenti olmasının
ardından inşa edildiği sanılıyor.
Küçükçekmece Gölü kıyısında İstanbul'un en eski yerleşim
yerine ilişkin yapılan kazılarla ilgili bulgular gün yüzüne çıkmaya başladı.
İlk etapta 2007 yılında tespit edilen tarihi kentin arkeolojik alanları bir
süre incelendi.
Yapılan incelemelerin ardından 2009 yılında kazı
çalışmalarına başlandı. 2011 yılında yapılan çalışmalar sırasında tarihi kentin
su ihtiyacını karşılamak amacıyla oluşturulmuş bir sarnıç bulundu. 2012 yılında
devam eden çalışmalarda da sarnıca su getiren kanallar ve suyolları tespit
edildi.
İstanbul'un altı da üstü de tarihtir sözü ile konuşmasına
başlayan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, ‘‘Bu şehri araştırmak incelemek
keşfetmek hepimizin görevidir.
8 bin yıl öncesine ulaşan ayak izlerinin bulunduğunu göz
önüne alırsak, İstanbul tarihin ayak izlerini barındırıyor diyebiliriz.' dedi.
Kazı çalışmaları esnasında mükemmel bir netice aldıklarını belirten Vali Mutlu,
Mükemmel bir suyolu bulundu.
Bildiğimiz açıktan giden bir suyolu değil. Bathonea kazıları
içerisinde sadece 300 metresi keşfedildi. İstanbul için çok kıymetli bir yer
ortaya çıkarıldı. Antik şehre su taşıyan çok önemli bir su hattı. Şu ana kadar
5 noktada kapak sistemi bulundu. Kapaklardan içine girerek temizleme yapılmış.
Günümüzdeki suyollarının birebir aynısı inşa edilmiş.’’ dedi.
Bathonea ismi verilen kazı alanında liman, konut ve ticaret
merkezi bulgularının yer aldığı ilk çalışmalar 2007 yılında başladı. 2009
yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kocaeli Üniversitesi ve İstanbul
Valiliği'nin destekleriyle devam eden kazı çalışmalarında 2011 yılında temiz su
biriktirmek amacıyla yapılan sarnıç bulundu.
İstanbul’un en eski ve en sağlam yeraltı su sistemi olarak
kabul edilen yeraltı su kanalı, MS 330’da İstanbul’un Roma imparatorluğunun
yeni başkenti olmasıyla İmparator Konstantin döneminde yapıldığı sanılıyor.
Roma İmparatorunun yazlık yeri olarak kullanıldığı düşünülen
yerleşim yerinde yollar, saray ve manastır kalıntıları ile büyük su sarnıcı
gibi mimari kalıntılarda bulunuyor. İmparatorların simgeleri olduğu düşünülen
damgalı tuğlalarla inşa edilmiş su sarnıcının büyüklüğü ve tonlarca su
kapasitesi, buradaki saray ve diğer yapıların ihtiyacı olan suyu her dönem
karşılayabilecek nitelikte gözüküyor.
0 yorum:
Yorum Gönder