Yazıda İstanbul’u ziyaret eden ve Mimar Sinan’ı tanımayan Batılı turistlere bilgi veren tur rehberlerinin, Mimar Sinan’ı aynı dönemlerde yaşayan İtalyan heykeltıraş ve mimar Michelangelo ile karşılaştırdıklarını, oysa bu tür bir karşılaştırmanı aslında Mimar Sinan’a haksızlık olduğu vurgulanıyor. Mimar Sinan’ın, Belgrad’dan Mekke’ye kadar bugün hâlâ ayakta olan ve her gün kullanılan yüzlerce eserinin bulunduğunu belirten yazar, “Sinan’a dünyanın ilk yıldız mimarı (starchitecht) diyebilirsiniz” ifadesine de yer verildi.
Makalede ilk olarak Üsküdar sahilindeki Şemsi Paşa Camii ele alınırken, eserin kentin en küçük camilerinden biri olmasına rağmen Sultanahmet gibi büyük mabetlerin mikro versiyonu olduğu ifade ediliyor. Yapıtın sade duvarlarına, vitraylı pencerelerine ve zarafetine de atıfta bulunuluyor. Hemen ardından, bir dönem imparatorluğa başkentlik yapmış Edirne’deki Selimiye Camii’nin ihtişamından bahseden yazar, eserin zarif dört minaresiyle şehir merkezine bir taç gibi oturduğunu anlatıyor. Yazısında Sinan’ın Selimiye’yi ustalık eseri olarak gördüğünü ifade eden Ferren, “UNESCO da 2011 yılında Sinan ile aynı fikirde olmuş ki, yapıtın içinde bulunan külliyeyi, çarşıları, hamamları ve imaretleri Dünya Miras Listesi’ne almış” sözlerine yer veriyor.
Makalede, İslam mimarisi üzerine 70’ten fazla kitaba imza atan Doğan Kuban’ın “Mimar Sinan çağının Öklid’idir” sözlerinin yanı sıra, Mimar Sinan’ın başta Süleymaniye, Selimiye, Mihrimah Sultan camileri olmak üzere Edirne’deki ve İstanbul’daki ünlü mimari eserleriyle ilgili detaylı bilgiler ve fotoğrafları yer aldı. Yazıda ayrıca İstanbul’u ziyaret eden turistlerin İstanbul’da Mimar Sinan’ın camilerini turlara katılarak yakından tanıyabilecekleri de ifade ediliyor.
0 yorum:
Yorum Gönder