Tümördeki “KRAS” adı verilen proteindeki mutasyonun (değişim), tedavinin başarısını düşürdüğünü söyleyen Prof. Lenz'e göre, bu değişimin olmadığı normal bir tümörü baskılayıcı yöntem, hastalığın tekrarlama olasılığını azaltıyor, metastazda bile yaşam süresi uzuyor.
Kolon kanserinde kişiye özel tedavi konusunda çalışmalar yürüten Prof. Lenz, bu kansere neden olan etkenler, önlenmesi ve tedavisiyle ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Erken teşhisin çok önemli olduğu kolon kanserinin belirtileri başka hastalıklarla karıştırıldığı için hastaların doktora gitme gereği duymadığını, bu nedenle çoğu zaman tedavi için geç kalındığını anlatan Lenz, “Oysa kolonoskopiyle ABD 'de her yıl ortalama 35 bin kişinin hayatı kurtuluyor. Bu farkındalık başarılı tedavileri de beraberinde getiriyor” diye konuştu.
Lenz, Akdeniz tipi beslenmenin kalın bağırsak kanseri riskini azalttığını vurgulayarak, “Bu önlenebilir bir kanser. Dışkılama normal değilse ve düzensizleşmişse, kan varsa, karın bölgesinde tarif edilemeyen bir ağrı söz konusuysa kolonoskopi yaptırılması gerekir” diye konuştu.
Kolon kanserinde yeni tedavi yaklaşımlarıyla ilgili bilgiler de veren Lenz, kişiye özel ya da hedeflenmiş tedaviyle bu kansere karşı ciddi bir başarı elde edildiğini bildirdi.
Bu yaklaşımda, kanserli hücrenin moleküler olarak incelenerek hastalığın nasıl hareket edeceğinin veya hangi tedavinin işe yarayacağının anlaşılabildiğini anlatan Lenz, şunları söyledi:
“Son yıllarda tümörlerin yapısı konusundaki bilgimiz arttı. Kolon kanserine sebep olan hücrelerin yapısını belirleyen çok önemli testler geliştirildi. Bu konuda geçerliliği kabul edilen 'KRAS' testiyle tümörün genetik yapısı hakkında bilgi edinebiliyoruz. Eğer tümördeki KRAS adı verilen proteinde bir değişim söz konusuysa tedavide olumlu yanıt alınamıyor. Tümörde böyle bir değişim yoksa kişiye özel tedaviden fayda sağlayabiliyoruz.”
Lenz, tüm kolon kanserli hücrelerde bulunan “EGF” adı verilen proteinin de her tümörde farklı seviyelerde olduğunu anlattı.
Bunun seviyesinin çok yüksek olmasının hastanın gidişatını olumsuz etkilediğini belirten Lenz, “Ama eğer tümördeki seviyesi daha düşükse hastanın gidişatı daha iyi oluyor” dedi.
Kolon kanserinde tedavinin bu proteinin baskılanmasına yönelik uygulandığını ifade eden Lenz, “Bu protein bir tıkaçla kapatılır gibi bloke ediyor, kapatılıyor. Yani tümörün büyümesi için sinyal göndermesi engelleniyor” diye konuştu.
Bu şekilde hem hastanın tedavi şansının arttığını, hem de tedaviden kaynaklanan yan etkilerin en aza indiğini vurgulayan Prof. Dr. Lenz, “20 yıl önce ileri evre kolon kanseri hastalarının yaşam süresi ortalama 6 ayken kişiye özel tedavilerle en ileri evre kanserlerde yaşam süresi 36 aya çıkabiliyor” bilgisini aktardı.
0 yorum:
Yorum Gönder