Sinema Genel Müdürü Mesut Cem Erkul, Türkiye'de sinema seyircisinin belli yaş gruplarıyla sınırlandığını, 7-16 ve 16-45 yaşları arasında iki grup seyircinin sinema alışkanlığının bulunduğunu söyledi.
Özellikle 45 yaş üzerindekilerin de sinemaya gitmesini arzu ettiklerini dile getiren Erkul, ''Seanslar arasında fiyat farklılaşması yapılabilme imkanlarını araştırıyoruz. Bu konuda sinema salonu işletenlerle de görüşmelerimiz var. Niyetleri var'' dedi.
Sinema salonlarındaki doluluk oranlarını artırmayı hedeflediklerini vurgulayan Erkul, bu hedefi de ''Sinema salonlarındaki doluluk oranı şu anda yüzde 10,2. Bizim hedefimiz yüzde 25. Yani, 2,5 kat artırmayı planlıyoruz. Bu ne demektir? Şu anda sinemaya giden kişi sayısını 40 milyon alırsak, 100 milyon seyirci demektir. 100 milyon seyirciye ulaşma hedefimiz de 2015.'' dedi.
Bu hedefe ulaşmak için devlet desteğinin tek başına yeterli olmadığının altını çizen Erkul, nitelikli filmlerin seyirciyle buluşması gerektiğini söyledi.
Erkul, seyirci sayısının daha da artırılması için çizdikleri ''yol haritasını'' şöyle aktardı:
''Ev kadınlarını sinemaya çekmeyi planlıyoruz. Seyirci sayımızı, doluluk oranlarımızı artırmayı planlıyoruz. Bunun Türk Sinemasına dönüşü nasıl olur? Hem büyük bir kaynak, hem ticari başarı, hem de seyircinin sinema alışkanlığını tekrardan kazanması olarak döner. İzleyici artışı yok muydu? Elbette var. Artan bir ivmeyle var. Ama hep gençler üzerinde. Yani kitle konusunda hedef olan bütünlük, tamamen belli yaş, eğitim düzeyidir. Biz, öğrenci, yeni işe girmiş veya 30-45 yaşında olgunluk dönemini yaşayan, sinema konusunda belli bir kültür ve seçiciliğe ulaşmış insanlar üzerinden gidiyoruz. Bir filme giderken tercih yapıyor insanlar. Neden? Para verecek. Orada sinemaya ödenecek paranın yanında geri dönüş de bir masraf. Eğer bir alışveriş merkezine gidiliyorsa alternatif masraflar da gözönüne alındığında sinemaya gitmek gözünde büyüyor. Biz bunu sadeleştirmek istiyoruz. Yani, eskisi gibi şehir sinemalarında sinemaya gitmek nasıl bir eylemse, yine tek başına bir eylem olması için arzumuz var. Bunun için de uğraşıyoruz.
Türk sinemasının izleyicisini artırmak için fiyatların makul seviyeye çekilmesi amacıyla işbirliğine gitmeyi planlıyoruz. Yeni yapacağımız bir yasal düzenleme çalışması var. Aşağı yukarı bitirdik. Ancak TBMM, ocak ayından sonra bunu değerlendirebilecektir. Seyirciyle ilişkilendirilmiş bir teşvik mekanizması sunmayı hedefliyoruz. Yani sinema salonlarından Türk filmi gösterenlere oransal olarak 1,5, yabancı film gösterenlere 0,25 gibi bir destek vermeyi düşünüyoruz. Böylece Türk filmlerinin seansta kalma sayısı artacak. Vatandaşın talebi budur. Sinemaya gitmeyen kitlenin bir filmden haberinin olması, o filme karşı ilgi duyması ve gitme planı yapması, sinemayı sürekli takip eden kitleden yaklaşık 6-7 gün daha gecikmeli oluyor. Siz bir filmi 1 hafta vizyonda tutarsanız zaten seyretme şansını ortadan kaldırmış oluyorsunuz. DVD'sini bekleyecek seyretmek için ya da televizyonda bekleyecek. Ama bunlar da sinema tadını hiçbir zaman vermeyecek.''
0 yorum:
Yorum Gönder