12 Ekim 2011 Çarşamba

İSTANBUL'UN LÜFER BAYRAMI

İstanbul'un sembolü olarak görülen lüferin de artık bir bayramı var. Bundan böyle ekim ayının üçüncü cumartesisi 'İstanbul'un Lüfer Bayramı'...


Defne Koryürek’in, iki yıl önce ‘Fikir Sahibi Damaklar’ olarak başlattığı ‘İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın’ kampanyası kısa süre içinde dallanıp budaklandı. Sayıları çok fazla olmamakla beraber üreticiden nihai tüketiciye uzanan zincirde çinakop konusunda hassasiyet gelişti. Balıkçılar, ilgili bakanlık temsilcileri, yeme-içme sektörünün önde gelen temsilcileri, sivil toplum örgütleri bu süreçte Koryürek’i yalnız bırakmadı. Ve ilk adım lüfer avlanma limiti 14 cm’den 20 cm’e çıktı.

Şimdi kampanya bir adım daha ileri taşınıyor ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle 15 Ekim İstanbul’un Lüfer Bayramı ilan edildi. Başta Defne Koryürek olmak üzere, lüfer bilincinin gelişmesine emeği olan TURYİD Başkanı Kaya Demirer, TUROB Başkan Yardımcısı Vedat Başaran, İstanbul Yiyecek-İçecek’in kurucusu şef Mehmet Gürs, Mutfak Sanatları Akademisi Genel Müdürü Sitare Barlas bir araya gelerek neden İstanbul’da böyle bir bayrama gerek duyulduğunun altını çizdiler.

Büyük bir olasılıkla 15 Ekim günü bayramı kutlamaya gelecek insanlar binlerce lüferle karşılaşamayacak. 24 cm’e ulaşmadan çinakop ve sarıkanat haliyle avlanması nedeniyle Karadeniz ve Boğazlarda lüfer yok denecek kadar azaldı. 2000 yılında denizlerimizde 25 bin ton lüfer avlanırken bugün bu rakam 5000 ton civarında. Tabii ki yok olan sadece lüfer değil, lüfer bir simge. Birkaç yıl içerisinde Akdeniz’de 40 cins balık türünün daha nesli tükenecek.

Bugün Ege ve Akdeniz’deki restoranlarda satılan lagos, barbunya, kalkan gibi balıkların neredeyse yüzde 90’ı ithal. Diğer tüketilenler ise levrek, çipura gibi yetiştirme balıklar. Küçük bir örnek vermek gerekirse Türkiye’de yılda ortalama 80 bin ton levrek yetiştiriliyor, denizden çıkan ise sadece 8 ton.

Toplantıya katılanların hepsinin hemfikir olduğu gibi iş nihai tüketicide bitiyor. Bizler lüferin yavruları, defneyaprağı, çinakop ve sarıkanadı talep etmezsek zincir balıkçılara dek uzanır. Kimse satamayacağı balığı tutmaya uğraşmaz.

Kasım ayı ortalarından itibaren tekrar çinakoplar piyasaya çıkıyor. Hepimizin çinakopa hayır deyip satın almaması ve restoranda gördüğünde yememesi yetmiyor. Tezgâhta ya da restoranda satıldığına şahit olunduğunda da Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın 174 numaralı ALO GIDA hattına ihbarda bulunmak en etkili yaptırımlardan biri. Tabii yemeden önce…

0 yorum:

Yorum Gönder