En sık karşılaşılan cilt hastalıklarından biri olan, deriyi
çeşitli derecelerde kaplayan kızarıklık, pullanma, kalınlaşmaya neden olan
sedef hastalığı, ağrı, kaşıntı, kuruma, kanama gibi geniş ölçekte bulgulara
neden oluyor. Genellikle yaşam boyu süren hastalığa neden olarak genetik
yatkınlık ve çevresel faktörler gösteriliyor. Sedef hastalığı için geliştirilen
yeni ilacı İsveç Stokholm Karolinska Enstitüsü'nden Prof. Dr. Mona Stahle şöyle
anlattı:
"Sedef Hastalığı, sadece cilt hastalıkları içerisinde
değil, tüm kronik hastalıklar içinde hastayı en olumsuz etkileyen ve toplumsal
hastalık yükü en ağır hastalıklardan birisi. Hastaların sosyal yaşamları
olumsuz etkileniyor, iş güç kayıpları ve okula devamsızlıkları artıyor.
Hastalar utanma duygusu, alışverişe gidememe, yakınlarıyla sorunlar yaşama,
ruhsal bozukluklar ve depresyon gibi pek çok olumsuz durum yaşıyorlar. Ayrıca
sürekli ilaç kullanmak zorunda olmaları da hastaları olumsuz etkiliyor.
Hastalığın tedavisinde temel amaç, deri lezyonlarının
geriletilmesi ve eşlik eden hastalıkların da kontrolüdür. Hastalar metabolik
sendrom ve diabet açısından yüksek risk grubu. Kalp hastalıkları ve yüksek
tansiyon da sedefe sıklıkla eşlik edebiliyor. Ayrıca eklem romatizması da
hastaların yüzde 20'sinde ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle, hastalık tedavi
edildiğinde bu riskleri de ortadan kaldırmış oluyor.
Son yıllarda özellikle biyolojik tedavi alanında, hastalığın
oluşmasından sorumlu olduğu düşünülen pek çok proteine karşı ilaç
geliştiriliyor. Bu ilaçlar, yeni teknoloji ürünleri olması dolayısıyla
hastalığı oluşturan temel iltihabi mekanizmayı durduruyor. Bu ilaçların da
hekimlerin kullanımına sunulmasıyla 16. hafta itibariyle sedefli hastaların
sosyal izolasyondan kurtularak yaşama daha çok katılması ve daha iyi bir yaşam
kalitesine ulaşması hedefleniyor."
0 yorum:
Yorum Gönder