Bilkent, ODTÜ ve Gazi üniversitelerinden araştırmacıların
işbirliğiyle yüzde yüz yerli imkanlarla akıllı kızılötesi kamera geliştirildi.
İnsan gözünün göremediği yakın kızılötesi dalga boylarında çalışan yeni
kameraların uçaklarda kullanılmasıyla sis nedeniyle uçak seferlerinin iptali
tarihe karışacak. Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi
(NANOTAM) Başkanı Prof. Dr. Ekmel Özbay, tamamen milli olarak geliştirilen
kameraların sisin arkasını bile görebildiğini söyledi.
Ekmel Özbay,
“Geliştirdiğimiz kameralar, cam dışını da net görebildiğinden uçak içine
takılabilecek, pistlerdeki ışıklı işaretleri de gördüğünden kameraların
uçaklarda kullanımı uçuş güvenliğini daha da arttıracak. Yani artık uçaklar
sisli havalarda rahatlıkla iniş kalkış yapabilecek” diye konuştu.
Özbay, kameraların tozlu ve dumanlı havalarda da başarıyla
kullanılabileceğini belirterek, “Bu nedenle yangınla mücadele alanında da yeni
nesil kameraların kullanılması ile ortamı kaplayan yoğun dumanın altında yanan
yerler kolaylıkla görüntülenebilecek” dedi. Geniş formatlı (640x512) ve yeni
nesil InGaAs tabanlı SWIR kameraların geceleri atmosferden yayılan ama gözle
görünmeyen ışıkları kullanarak görüntü aldığını ve en karanlık gecelerde bile
çalışabildiğini ifade eden Özbay, “Detektörler arasındaki uzaklığı 15
mikrometreye kadar indirebildik. Bu sayede elde ettiğimiz çözünürlük daha da
artmış oldu” dedi.
ODTÜ Mikro Elektro Mekanik Sistemler (MEMS) Araştırma ve
Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. Tayfun Akın da yeni nesil kameraların
avantajlarından birinin kullanılan dalga boyunun camdan geçebilmesi olduğuna
dikkati çekti. Akın, “Bu sayede bu kameralar kara, deniz ve hava araçlarının
kabininin içerisine yerleştirilebiliyor” dedi.
Akın, İstanbul’da trafiği rahatlatmak için öncelikli
şeritlerin oluşturulmasının gündemde olduğunu anımsatarak, “Bunun için
MOBESE’nin arabanın içinde kaç kişinin olduğunu algılayabilmesi gerekiyor.
Trafik kontrol uygulamalarında, araç dışına yerleştirilen yeni nesil kameralar
ile araç içi görüntülenebiliyor. Geceleri plaka da okunabilir. MOBESE’lerin
performansını çok artıracak” diye konuştu. Akın, “Kızılötesi detektörlerle
insan yüzü pek anlaşılmaz. Bu teknoloji insan yüzünü rahatlıkla algılıyor”
dedi.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki deniz karakol
uçakları sayesinde Türk savaş gemileri denizlerdeki dost, düşman veya yabancı unsurları
250 kilometre uzaklıktan tespit edebilecek.
TCG Büyükada Savaş Harekat Merkezi Savaş Harekat Subayı Deniz Yüzbaşı
Mükerrem Demirci, uçakların
üzerlerindeki sensörler sayesinde çok uzak mesafelerden tespit ettikleri
unsurları kimliklendirerek gemidekilere aktarabildiğini söyledi. Demirci,
“Gemimizde 140 kilometre ötedeki suüstü unsurlarını vurabilecek güdümlü
mermiler mevcut ancak dünyanın yuvarlak oluşu nedeniyle gemideki sensörlerle bu
mesafedekileri tespit etmemiz mümkün değil” dedi.
0 yorum:
Yorum Gönder