Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü suyunun cilt
üzerindeki olumlu etkisi yıllardır konuşuluyor. YYÜ Tıp Fakültesi Dermatoloji
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Çalka, Van Gölü suyunun tuzlu ve sodalı
olduğuna dikkat çekerek, bu özelliğinden dolayı cildin ölü hücrelerinin
soyulmasına katkı sağladığını söyledi.
Prof. Dr. Çalka, Van Gölü'nde mineral oranı çok yüksek.
Ayrıca göl suyunda soda dediğimiz materyaller var. Deri normal şartlarda ölü
hücreleri atarak kendini yeniler. Ancak eğer bu ölü hücreler dökülmezse üst
üste geliyor. Deride nasırlaşma ve sertleşmeye yol açıyor. Bu tür ölü
hücrelerin tahriş olup güneşe maruz kalması cilt kanserine neden oluyor. Ancak
Van Gölü'ne düzenli olarak giren insanlarda bu ölü hücreler birbirinden
ayrışıyor. Cilt kanserine yakalanma riski taşıyan hücre topluluğu ciltten
uzaklaşıyor diye konuştu.
Kendilerine başvuran
cilt kanseri hastalara ilaç dışında Van Gölü'ne girmelerini de tavsiye
ettiklerini kaydeden Prof. Dr. Ömer Çalka, daha sonraki gözlemlerinde
hastaların durumunun iyiye gittiğini gördüklerini söyledi. Prof. Dr. Çalka, Van
Gölü'ne girenlerin vücudundaki ölü hücre katmanları soyulduğundan cilt daha
yumuşak daha açık renkli ve daha pürüzsüz oluyor dedi.
Van Gölü suyu ve güneşin iyi değerlendirilmesi halinde cilt
kanseri ve hastalıkları açısından olumlu sonuçlar elde edildiğini anlatan Prof.
Çalka, güneş ışınlarının dik geldiği 11.00 ile 15.00 saatleri arasında göle
girilmemesi uyarısında da bulundu.
0 yorum:
Yorum Gönder