Türk Hematoloji Derneği (THD) ve Trabzon İl Halk Sağlığı
Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen “HALKHEP-Hasta ve Hasta Yakınlarına Yönelik
Kan Hastalıkları Bilgilendirme Toplantısı’nda yapılan açıklamada, son yıllarda
kanser tanı ve tedavisinde yaşanan olumlu gelişmelerin kan hastalıkları
tedavisinde de umut verici olduğu belirtildi.
Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Teoman Soysal,
erişkinlerde en sık rastlanan lösemi tipi olan kronik lösemi tedavisinde
sevindirici gelişmelerin olduğunu belirtti, “Örneğin kronik miyeloid lösemi
(KML) artık günlük bir hapla tedavi edilmektedir. Kan kanserini hücre düzeyinde
oluşturan bozukluğu hedefleyen tedavilerle KML hastalarının yaşam kalitesi
düzelmiş, ileri evrelere geçiş oranı çok büyük ölçüde azaltılmış, tam yanıt
oranları %90’ın üzerine çıkmış ve hastalar bu sayede uzun yaşama şansını elde
etmişlerdir. Artık diyabet, hipertansiyon gibi takip edilen bir hastalık
şeklinde görülmeye başlanmıştır” dedi.
Benzer gelişmelerin kronik lenfositik lösemi, bazı lenfoma
türleri ve multiplmiyelom için de gerçekleşmekte olduğunu vurgulayan ve “Halen
çalışmaları sürmekte olan çok sayıda hedefe yönelik tedavi geniş bir hasta
grubunun umut kaynağıdır” diyen Prof. Soysal şunları söyledi:
“Örneğin kronik lenfositik lösemilerde mevcut kemoterapilere
dirençli olduğu bilinen bazı alt tipler için yakın gelecekte hedefe yönelik
tedaviler kullanılabilecektir. Kronik lenfositik lösemi hastalarının tedavisinde
yakın zamanlarda monoklonal antikorlar ve kemoterapiden çok yüksek yanıt
oranları elde edilmektedir. Ancak bir grup hastada bu tedavilerin yeterli etki
sağlamadığı bilinir. İşte bu hasta grubunda hedefe yönelik tedaviler üzerinde
çalışılmaktadır. Bu ilaçlarla ilgili çalışmalar henüz ruhsatlanma aşamasına
gelmemiştir, ancak ön veriler standart tedavilere duyarlı olmayan bir grup
hastada uygulandıklarında hastaların uzun dönem hastalıksızlık ve yaşam
beklentilerinde olumlu değişiklikler sağlayacakları yönündedir. Umut verici
gelişmelerin bazı lenfoma tiplerini de kapsayacağı öngörülmektedir.”
Türkiye'de hemofili hasta sayısının 3 bin 400, hemofili B
hasta sayısının ise 600 civarında olduğunu belirten THD Genel Sekreteri Prof.
Dr. Muzaffer Demir ise hemofili hastalarının eskiden 30'lu yaşlara kadar ancak
yaşadıklarını söyledi ve şöyle konuştu:
“Günümüzde teknolojinin gelişmesine bağlı olarak, vücutta
olmayan maddenin yerine konmasıyla yaşam süresi hemofililerde neredeyse
toplumdaki sağlıklı yaşam süresine kadar ulaştı. Son yıllarda eklem içi
kanaması olmadan, haftanın belli günlerinde eksik olan maddeyi ilaç olarak
vererek hastanın eklemlerini korumak, yaşam kalitesini yükseltmek amaçlı,
kanamadan koruyucu tedavi yöntemleri var. Kanamadan koruyucu tedaviyi
erişkinlere de öneriyoruz."
0 yorum:
Yorum Gönder