Yenikapı’dan sonra Pendik’te de 8 bin 500
yıllık neolitik dönem (Taş Devri) insanının izleri bulundu. İstanbul ’un bu en
eski yerlileri Pendik’de köy kurmuş. Kazı alanında evlerin temelleri, çöp
kuyuları, mezarlar, kemik kaşık, iğne, balta gibi aletler ortaya çıkarıldı.
Arkeologlar şimdi Yenikapı sakinleri ile Pendik’te oturanlar arasında akrabalık
olup olmadığını araştırıyor. Mezarları ve arkeolojik alanı Radikal ve CNNTürk
ilk defa görüntüledi.
Marmaray Projesi Gebze-Haydarpaşa hattı Pendik
mevkiinde İstanbul Arkeoloji Müzesi denetiminde kazılar sürüyor. İl Kültür
Turizm Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, ‘İstanbul’un tarihinin binlerce yıl
geriye gitmesinin büyük bir sevince neden olduğunu, neolitik dönem için yeni
bir müze ihtiyacı doğduğunu’ söyledi.
İstanbul’un tarihi her yeni kazıyla biraz daha
geriye gidiyor. Marmaray Pendik – Gebze hattında tren yolunun genişlemesi
çalışmaları sırasında arkeologlar neolitik dönemden bir köye rastladı.
Günümüzden 8 bin 500 yıl öncesinin evlerinin temelleri, yanında çöp çukuru ile
mezarlar birlikte ortaya çıkarıldı.
Evlerin altına geçirgenliği sağlaması için
midye kabukları yerleştirildiği görüldü. Çöp çukurunda da çok sayıda deniz
mahsulleri tükettikleri belirlendi. Pendik’te daha önce Yenikapı’da benzer
örneklerine rastlanan 32 neolitik dönem mezarı da ortaya çıkarıldı.
Ölülerin ana rahmindeki gibi ayakları büzülmüş
pozisyonda (hocker) gömüldüğü mezarlarda çok sayıda kullanım eşyası da bulundu.
El baltaları, kemik kaşık, deri dikmeye yarayan kemik iğne, arpa ve buğday dövmek
için havan, öğütme taşı, çakmak taşları, obsidyen kesici aletler, Bizans dönemi
çanak çömlek tespit edildi.
Pendik yerleşmesi, Pendik ilçe merkezinin 1.5
km. doğusunda, Kaynarca Tren İstasyonu’nun 500-600 metre batısında, denizden 50
metre uzaklıkta yer alan küçük bir koyun kuzeybatısında, Temenye mevkiinde
bulunuyor. İlk olarak 1908 yılında şu an sökülmüş durumdaki rayların inşası
esnasında Miliopulos adında bir demiryolu işçisi tarafından bilim dünyasına
tanıtılan yerleşmedeki ilk bilimsel kazı Prof. Dr. Şevket Aziz Kansu’nun
1961’de, 4 küçük sondaj yapması ile başladı. Bu çalışmada yerleşimle ilgili
kısıtlı bilgi edinildi.
Prof. Kansu’nun açtığı sondajların ardından
yerleşmede uzun süre çalışma yapılmadı. 1981 Nisan ayında ise höyük üzerinde
yapılaşma nedeni ile yoğun bir tahribat olduğu görülünce kısa süreli bir
kurtarma kazısı daha düzenlendi.
Bu çalışmayı İstanbul Arkeoloji Müzeleri ve
İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Prehistorya Kürsüsü öğretim
elemanları ortaklaşa yürüttü. Kurtarma kazısından 10 yıl sonra, yerleşim
alanınında yeniden inşaatların başlaması üzerine, 1992’de müze ikinci bir
kurtarma kazısı daha gerçekleştirdi. Alanda üç tabaka saptandı: En üstte klasik
çağlara ait bol miktarda çanak çömlek parçası bulunan yüzey tabakası, altında
erozyonla tahrip edildiği için bozuk durumda mimari kalıntılar ve mezarlar, en
altta 3-6 evreli bir neolitik çağ tabakası bulunuyor.
Kazı alanında yüzlerce işçi, 3 arkeolog
gözetiminde çalışıyor. En ufak bir ayrıntı dahi not ediliyor. Bazı mezarlar ise
üst üste gömülmüş, kemikler birbirine karışmış. Tren yolunu ayıran duvarın
dibinde adeta sıraya dizilmiş neolitik dönem mezarlarının devamının karayolunun
altında olduğu tahmin ediliyor. Arkeologlar Green Park Otel’in hemen arkasında
kalan karayolunda da kazıların sürmesi gerektiğine dikkat çekiyor. İstanbul İl
Kültür Turizm Müdürü Prof. Bilgili de yeni bir müzeden söz ederken aslında yerinde
yapılacak bir koruma biçimiyle hem arkeolojik park hem de bir müze Pendik’te
farklı bir uygulamayı turizme kazandırabilir. Çünkü tren yolunun üst tarafına
doğru höyük devam ediyor ve buradan da çok sayıda mezar ve köy yapısının olduğu
tahmin ediliyor.
0 yorum:
Yorum Gönder