Guatemala’nn kuzey batısında kalan Petén bölgesindeki antik Maya kenti El Perú-Waka’’da yürütülen kazı çalışmalarında, Maya’nın en nüfuzlu kraliçelerinden K’abel’in mezarını ortaya çıkarıldı. Kraliçenin mezarında, onlarca seramik tas, sayısız el işlemesi yeşim taşı, deniz kabuğundan yapılma süslemeler ve el oyması kaymaktaşından yapılma bir heykel bulundu. Arkeologlar, insan kemikleriyle birlikte bulunan birbirinden değerli eşyaların, gömülen kişinin önemine işaret ettiğini vurguladı.
Arkeologlar, elde ettikleri bulgulardan yola çıkarak, bulunan kemiklerin antik Maya uygarlığının savaşçı Kraliçesi K’abel’e ait olduğunu düşünüyor. Mezarda ortaya çıkarılan bazı el işi eşyalar, kemiklerin sahibinin K’abel olduğuna dair önemli bilgiler verdi.
Büyük bir deniz kabuğu şekli verilen el oymalarından bir tanesi, bir açıklıktan beliren kadının başını ve kolunu tasvir ediyor. Kaymaktaşı heykelde, olgun bir kadının suratı açıkça belli olurken, kulağının üzerindeki saçı da fark ediliyor. Heykelin diğer tarafında ise dört hiyeroglif içeren kısa bir metin var.
Haberin devamı ↓reklam
Glif (oyma ve kabartmadan oluşan) metinlerin ilk iki satırı, tasvirde belirtilen kişinin “Calakmul’un Prensesi, Nilüfer-El” olduğunu belirtiyor.
Yaşadığı dönemde Waka' kentinin en güçlü insanı olan Kraliçe K’abel, 692 yılına ait oldukça iyi korunmuş ve detaylı dikili taşı sayesinde Maya arkelojisinde iyi bilinen bir isim. 1960’lı yıllarda Waka’’dan çalınan dikili taş, bugün ABD’nin Cleveland Sanat Müzesi’nde duruyor.
Kraliçe K’abel, kocası K’inich Bahlam ile Waka’ kentini 672-692 yılları arasında en az 20 yıl yönetti. Ailesi adına Wak krallığının askeri yöneticisi olan kraliçe, “En yüksek rütbeli savaşçı” unvanı olan “Kaloomte”yi taşıyordu. Kraliçenin bağlı olduğu hanedanlık ise “Yılan Kralı Hanedanlığı”ydı.
Kazı ekibinde yer alan ABD’nin Wooster Üniversitesi’nden antropolog Olivia Navarro-Farr, “K’abel’in özelliği, Maya kadını tarafından çok az sahip olunan Kaloomte rütbesine erişmesiydi. Bu rütbeye sahip olması, Kasik Maya politikasında cinsiyetin yeri ve gücü hakkında çok önemli bilgiler sunuyor” dedi.
Navarro-Farr, El Perú-Waka’’da çok sayıda türbe, dini tören alanı ve adak yeri olduğuna dikkat çekti ve kraliçeye ait olduğuna kesin gözüyle baktıkları mezarın bu tür yapıların incelenmesi esnasında ortaya çıkarıldığını belirtti. Kraliçenin mezarı, bir merdivenin çıkılmasıyla ulaşılan tapınak benzeri çok bölümlü bir yapının altında keşfedildi.
Kazı ekibi, Kraliçe K’abel’i tasvir eden oymaların, ABD’ye kaçırılan heykeline benzerlik gösterdiğini belirtti. Dahası, kemiklerin, gövdenin aşağını temsil eden bölgesinde büyük, yuvarlak bir istridye kabuğu bulunması, hediyelerle dolu mezarda K’abel’in yaşadığı düşüncesini güçlendirdi.
Araştırmacılar, “Waka’’da Eski Klasik Dönem’de yaşamış kraliçeler, kralların aksine, kendileri adına yapılan dikili taşlarında süsşeme olarak istridye kabuğu gibi deniz kabukları takıyordu” bilgisini verdi.
Freidel ise en son ortaya çıkarılan mezarın Maya arkeolojisinde nadir rastlanan bir keşif olduğuna dikkat çekti: “Klasik Maya tarihinde içinde yatan kişinin kimliği belirlenebilmiş beş mezar var, bu onlardan biri.”
NTVMSNBC
8 Ekim 2012 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder