10. yılını kutlayan Sabancı Müzesi,
ünlü hat koleksiyonunu yepyeni bir sergileme biçimi ve tasarımla
sunuyor. Müzeden verilen iPad'ler eşliğinde gezilen sergide, nadir
elyazması kitapları sayfa sayfa inceleyebiliyorsunuz
Kuruluşunun 10. yılına dışarıya
inşaat görüntüsü vermeden son derece profesyonelce yenilenerek
giren müze, bu benzersiz geleneksel sanat koleksiyonunu tamamen
dijital ortama alarak günümüz teknolojisine uygun şekilde yepyeni
bir tasarım ve sergileme biçimiyle izleyicisine sunuyor. Bu devrim
niteliğindeki sergileme biçiminde girişte dağıtılan iPad’ler
eşleğinde nadir elyazması kitapları sayfa sayfa incelemek,
konuyla ilgili animasyonlar seyretmek mümkün.
Bir diğer yenilik de koleksiyonun
güncellenmesi... Geleneksel sanatları bugüne taşımayı amaçlayan
müze, Kutluğ Ataman ile Ahmet Oran’ın kaligrafiden esinlenen
çağdaş sanat işlerini koleksiyona dahil ederek gelenekselle
çağdaş arasındaki bağlantıyı sağlıyor.
Peki nasıl oluyor bu teknolojik
sergileme biçimi? Aslında bizzat deneyimlemek gerekiyor ama dilimiz
döndüğünce anlatmaya çalışalım. Girişte ismini yazdırıp
iPad’inizi alıyorsunuz. Merdivenlerden çıkıp Atlı Köşk’ün
girişine geldiğinizde Ahmet Oran’ın kaligrafik alüminyum
levhası karşılıyor sizi. İlk oda Sakıp Sabancı’ya ayrılmış.
Dokunmatik dev bir bilgisayarda elinizle kaydırarak Sabancı’nın
biyografisini inceleyebilir, duvarlardaki küçük ekranlarda yer
alan ve sürekli değişen fotoğraf albümüne bakabilirsiniz.
Köşkün Aile Odaları’nda belli noktalara ‘barkodlar’
yerleştirilmiş. iPad’inizi bu barkod’lara doğru tuttuğunuzda
köşkün o bölgesinde çekilmiş fotoğraflar ekranda beliriyor.
Aynı barkod’lardan koleksiyonun sergilendiği odalarda da var.
iPad’i o noktaya tuttuğunuzda elle dokunmanız mümkün olmayan
yüzlerce yıllık nadir bir elyazması kitap beliriyor ekranda,
parmağınızla soldan sağa doğru kaydırarak kitabın sayfaları
arasında gezinebilirsiniz. Aynı şekilde fermanların, hilyelerin,
levhaların bulunduğu odalarda da iPad’inizle detaylı inceleme
yapabiliyorsunuz. Ayrıca sanatlı elyazması kitap üretiminin
aşamalarını anlatan bir belgesel de altı ayrı ekrandan
izleyiciye sunuluyor.
‘Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’
sergisinin en eğlenceli odasına gelince... Odanın ortasında büyük
bir yuvarlak masa, duvarda ise sürekli değişerek dört mevsimi de
yansıtan hareketli bir İstanbul Boğazı çizimi var. Elinizi
masanın üzerinde hareket eden farklı renklerdeki toplardan birine
tuttuğunuzda, mesela kaligrafik bir balık görüntüsü beliriyor.
Elinizle balığı ittiriyorsunuz, duvardaki İstanbul Boğazı’nda
yüzmeye başlıyor.
Serginin son odasında ise Kutluğ
Ataman’ın hüsnühat sanatının ‘müsenna’ veya ‘aynalı’
adı verilen simetrik yazı kompozisyonlarını hatırlatan 2009
yapımı ‘Mezopotamya Dramaturjileri/ Su, no. 5’ adlı video
yerleştirmesi, sergilemenin güncel sanatla bağlantısını bir kez
daha vurgulayarak izleyicileri uğurluyor.
Yeni sergileme için Türkçe ve
İngilizce özel bir katalog da hazırlanmış. Kataloğun arka
kapağında yer alan barkod, http://muze.sabanciuniv.edu/200/
adresine girilerek bilgisayarın kamerasına gösterildiğinde
Ataman’ın videosu izlenebiliyor.
0 yorum:
Yorum Gönder