Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi K-1 Servisi Başasistanı ve Uzman Dr. Selma Bozkurt Zincir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bilim, Kültür ve Sanat Derneği tarafından hazırlanan şizofreni hastalarına müzikoterapi uygulanması projesine destek verdiklerini belirtti.
Zincir, nisan ayında başlatılan projeden şu an 35 şizofren hastanın yararlandığını, müzik tedavisini diğer hasta gruplarında da uygulayacaklarını kaydetti.
Derneğin Türk Sanat Müziği korosu tarafından, şizofren hastalarına haftada 2 gün mini konser verildiğini ifade eden Zincir, şunları söyledi:
"Müzikoterapi alan şizofren hastalarında, medikal tedaviye ek olarak bu tedavinin bazı iyileştirici yanları oldu. Rehabilite edici yanları oldu. Şizofreni hastalarının içine çok kapanık olduğu herkes tarafından bilinir. Kendi dünyalarında yaşadıkları, gerçekle bağlantılarının kesik olduğu, kopuk olduğu, çok sosyal olamadıkları, diğer insanlarla etkileşimlerinin olmadığı bilinir.
Müzikoterapinin hastalarda iyileştirici bir etkisinin olduğunu gördük. Önceleri hiç katılımı olmayan, çalışmalarda müzik dinlemeyi bile istemeyen hastalarımız, ilerleyen aşamalarda ritm çalışmalarına, koro aktivitelerine, birbirleriyle konuşmaya başladılar. Müzik dinlemeyi istemeyen hastalar, diğer seanslarda istek parçalar da bulundular. Kendilerine ve etraflarına olan farkındalıkları artmaya başladı. İçine kapanık olan şizofreni hastalarının iletişimlerinde bir artış oldu. Mimiklerinin artması, önceden hiçbir şeye tepki vermeyen hastaların daha katılımcı olmaları, kendileri dışındaki dünyaya açılmaları bizi umutlandırdı."
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de müzik tedavisinin uygulandığını bildiren Zincir, "Bu tedaviyi yeniden fark ettik diyebiliriz. Çok eski dönemlerde, Ortaçağ'da akıl hastaları Avrupa'da zincirlere bağlanırken biz de müzikle tedavi edilmeye çalışılıyordu. Biz çok öndeydik. Fakat biz daha sonra yüzümüzü batıya döndüğümüzde, bunlardan uzaklaşmışız. Batılılar, şimdi 1940'lardan itibaren bizi örnek almaya başlamışlar. Batılılar, (geçmişimize hayran olduklarını) söylerler. Şimdiki halimizi değil, eski halimizi örnek alıyorlar. Onlarda bu müzikleri kendi hastalarında uyguluyorlar. Bizim makamlarımızı, majör makamlarımızı batı müziğine uyarlayıp çalışmalar yapıyorlar. Biz şimdi yeni yeni farkına varıyoruz. Yurt dışında sadece müzikoterapi ile uğraşan merkezler var" ifadelerini kullandı.
Musikiye ayrı bir önem verdiklerini, tarih boyunca insan sağlığı üzerindeki etkisinin de bilindiğini aktaran Tulay, "Unutulmaya yüz tutmuş olan kültürümüz tekrar yaşatmak ve özellikle uygulanması gereken yerlerde yaşatmak için çalışmalar yapıyoruz. Bu nedenle aklımıza gelen yerlerden bir tanesi de Erenköy oldu. Bire bir hastalar üzerinde bu konuyu uygulayıp, bunu bizzat yaşayarak tekrar gündeme getirmek istedik. Bu çalışma böyle başladı. Hastane, hazırladığımız projeye destek verdi ve hastalara Türk Sanat Müziği konserleri vermeye başladık" diye konuştu.
0 yorum:
Yorum Gönder