16 Kasım 2011 Çarşamba

YILIN ROMANI TÜRKÇEDE

Orange Ödülü’nü alan en genç isim olan Téa Obreht’in ilk romanı Kaplanın Karısı, savaşın paramparça ettiği Balkanlar’dan yükselen seslerle genişleyen, masalların mitlerle buluştuğu, mitlerin efsaneye dönüştüğü bir roman. Ölümsüzlükle cezalandırılmış ölmez adamın, bombardıman sırasında hayvanat bahçesinden kaçan ve insanların yakınında yaşayan bir Sibirya kaplanının, kendi öyküsünü dillendiremeyen sağır dilsiz bir kadının ve Balkanlar’da kuşaklar boyu savaşla iç içe yaşamış halkların büyüklü küçüklü acılarının öyküleriyle çoğalan Kaplanın Karısı, edebiyatta benzersiz ve heyecan verici bir soluğu müjdeliyor.



Téa Obreht eski Yugoslavya’nın Belgrad şehrinde, 1985 yılında doğdu. 7 yaşına değin Slovenyalı bir Katolik olan büyükbabası ve Bosnalı bir Müslüman olan büyükannesiyle büyüdüğü Belgrad’dan savaş yüzünden ayrıldı. ABD’ye göç etmeden önce bir süre Kıbrıs ve Mısır’da yaşayan Obreht, çağdaş edebiyatın en yeni ve iddialı seslerinden biri sayılıyor. Kaplanın Karısı’nda Marquez ve Bulgakov esintileri taşıyan büyülü gerçekçiliği doğrudan, hassas ve masalsı bir anlatımla harmanlayan Obreht, çağdaş edebiyatın en genç ve ilgi çekici isimlerinden biri. 2011 yılında yayımlanan bu ilk romanıyla gördüğü büyük ilgi, yazarın adını gelecekte de sık sık duyacağımıza işaret ediyor.

Téa Obreht, bugünü geçmişe bağlayan öykülerin öyküleri beslediği, gerçekle gerçeküstünün birbirine karıştığı efsunlu romanı Kaplanın Karısı ile benzersiz bir okuma tecrübesi sunuyor.

Kaplanın Karısı, savaşın dehşetine, geçmişin izlerine, ölümün gizemine ve hayatın yaratıcılığına dair büyüleyici, yenilikçi ve sıra dışı bir roman.

Yılın romanı, Merve Sevtap Ilgın’ın çevirisiyle Siren Yayınları'ndan çıktı.

0 yorum:

Yorum Gönder