20 Aralık 2010 Pazartesi

TÜRK MUSİKİSİ MAKAMLARI İLAÇ GİBİ

Orta Asya hekimlerinin, hastaların tedavisinde kullandığı belirtilen nihavend, rast, hicaz, acemaşiran, uşak, segah ve saba gibi Türk müziği makamlarının beyin, kalp, karaciğer, mide, baş ağrısı, sıtma, kas ve buna benzer birçok hastalığın iyileşmesinde katkı yaptığı, kolay doğumda da etkili olduğu bildirildi.

İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Öğretim Elemanı Orçun Akgün, Orta Asya hekimlerinin hastaların tedavisi için kullandıkları Türk müziği makamlarının organlarla ve duygularla ilişkili olduğunu kaydetti.

Kam ve Baksı adı verilen müzik aletlerinin ve dansın geçmişte hasta tedavilerinde kullanıldığına dikkati çeken Akgün, şunları kaydetti:

“Kazakistan, Kırgızistan, Altay, Moğolistan ve Sibirya bölgelerinde hala devam eden dans ve müzik terapisi, ruhi enerjinin bütün vücudu sarmasıyla elde edilen trans haliyle hasta için gerekli tedavi bilgisine ulaşmak amaçlanmaktadır. Orta Asya'da, Horasan ve Uygur bölgelerinde gelişerek yayılan makam musikisi hakkında Farabi, İbn-i Sina, Ebu Bekir Razi, Hasan Şuri, Hekimbaşı Gevrekzade Hafız Hasan Efendi, Haşim Bey gibi önemli bilim adamları yazdıkları eserlerinde de makamların duygular ve organlarla ilişkilerini anlatmıştır.”

Türk müziği makamlarının hemen hemen her derde şifa olduğunu dile getiren Akgün, şunları anlattı:

“Türk müziği daha sağlıklı toplumlar için önem arz ediyor. Örneğin pentatonik müzik kişilerde kendine güven ve kararlılık oluşturduğu bulgusu ile, otistik çocukların tedavisi ve eğitiminde büyük rol oynuyor. İnsan ruhunu etkileyen rast makamı, insana neşe, huzur verirken, rehavi makamı insana sonsuzluk fikri verir. Küçek makamı insana hassasiyet, büzürk makamı çekinme, neva makamı lezzet ve ferahlık sağlarken, uşşak makamı insana gülme duygusunu kazandırır. Zirgüle makamı kişilere uyku, saba makamı cesaret verirken, hicaz makamı da insanların daha alçak gönüllü olmasını sağlar.”

Çocukların ruhsal anlamda gelişmesi açısında hamile kadınlara makamsal müzik dinlemesini önerdiklerini belirten Akgün, şöyle dedi:

“Toplumumuzdaki çocukların gelişimlerine bakarsak, tamamen anne karnında başlayan bir etkileşimle şekillenmiştir. Hamile bir annenin dilediği müzikler çocuğu ruhsal boyutta etkilediğini düşünürsek, annenin dinlediği müzikler çocuğun ileri ki yaşamanı çok etkileyecektir. Çocuklar dinledikleri müziklere göre şekillenir. Şimdiki gençlerimiz daha çok rock, pop ve caz müzik dinledikleri için psikolojik açıdan daha fevri yaşamaktadır. Müziğin hem ritminden, hem de sözlerden etkilenerek yaşama boyutuna geçmektedirler. Anneannelerimizin annelerimize dinlettiği müzikler makamsal olduğu ve içinde barındırdığı ezgiler, nameler daha yumuşak ve dingin olduğu için insanın ruh yapısını daha olumlu etkilemektedir. Tabi ki bu zamanda yapılan müzikleri kötülemiyoruz, ancak çocuğun ruhsal anlamda gelişmesi açısından çocuğa azda olsa anne karnından itibaren makamsal müzik dinletilmesini öneriyoruz.”

HÜRRİYET

0 yorum:

Yorum Gönder