2010 yılı itibariyle Avrupa Komisyonu, sadece Avrupa'nın kültür başkentini değil çevre başkentini de belirlemeye başladı. Bu gururu ilk kez İsveç'in başkenti Stockholm taşıdı. 2011'de ise bayrağı Hamburg devralacak.
Hamburg Limanı'nda hafif bir rüzgar esiyor. Kuzey Denizi'ne akan Elbe Nehri'nin kıyısında bulunması ve denize de yakın olması nedeniyle hep taze bir esinti vardır zaten Hamburg'da. Solunan havanın kalitesi ve temizliği karşılaştırıldığında Hamburg, Avrupa'nın diğer metropollerini açık farkla geride bırakır. İşte şehrin bu konumu, Almanya'nın en büyük ikinci kenti Hamburg'un ekolojik notunu artıran bir etken. Ayrıca geniş tramvay ve metro ağı sayesinde arabasız da rahatça yaşanabilen bir şehir.
Ancak Avrupa Komisyonu'nun Hamburg'u 2011 Avrupa'nın Çevre Başkenti seçmesinde başka faktörler de rol oynadı. Bunları, Federal Çevre Konseyi'nden Christian Maaß şöyle özetliyor:
''Avrupa Komisyonu için önemli olan 3 kriter vardı: Birincisi; başvuru yapan kentler daha önce çevreyi koruma adına neler başarmış? Hava kirliliği, gürültü kirliliği ve iklimi koruma adına neler yapılmış? İkincisi; şehrin gelecek planları nasıl? Ve üçüncüsü de; bu kentte Avrupa'nın çevre başkenti fikrini geliştirip, diğer şehirleri de çevreci bir tutuma teşvik etmek için neler yapılıyor?''
Hamburg, Almanya'da kapsamlı bir iklim koruma programı geliştiren ilk şehirlerden biri. Her yıl bu programa 25 milyon euro ayırıyor. Bu kaynak bina cephelerinin izole edilmesi, işletmelerin ve vatandaşların enerji tasarrufu konusunda bilinçlendirilmesi gibi alanlarda kullanılıyor. Yılda birkaç pazar gününde ise şehir motorlu araç trafiğine kapatılıyor. O günlerde bütün otobüs, tramvay, metro ve vapur hatlarında ücretsiz yolculuk yapılıyor.
DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE
0 yorum:
Yorum Gönder