20 Ekim 2010 Çarşamba

AKDENİZ'E KORUMA

Doğa Derneği koordinasyonunda dünyaca ünlü 12 ortak, 80 destekçi kurumdan katılan uzmanlar, geçen yılın Haziran ayından bu yılın Ağustos ayına kadar geçen sürede, Akdeniz Havzası'nda yer alan 34 ülkedeki korunması gereken doğa alanlarını araştırdı. Çalışmada, Akdeniz Havzası'ndaki biyolojik çeşitliliğin büyük bölümünü barındıran ve ''Önemli Doğa Alanları'' olarak tanımlanan toplam bin 110 alan tespit edildi. Bu alanlardan 140'ı Türkiye'de bulunurken, 70'inin öncelikli koruma altına alınması gereken yerler olduğu ortaya çıktı.

Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, yapılan çalışmayla Akdeniz Havzası'nda biyolojik çeşitlilik açısından önemli alanların belirlenmesiyle birlikte bu alanlardaki biyolojik çeşitlilik kaybına neden olan etkenlerin de değerlendirildiğini belirtti. Dünyanın önde gelen doğa koruma kurumlarıyla birlikte çalıştıklarını ve projeyi hazırladıklarını anlatan Eken, çalışmayla ayrıca doğanın yok olmasında etkili olan sosyo-ekonomik parametreler, iklim değişikliği etkileri ve bölgede doğa koruma temelli gerçekleşen yatırımların gözden geçirildiğini kaydetti.

Eken, bu çalışmaların, insan faaliyetlerinin çok yoğun olduğu Akdeniz bölgesinde örnek doğa koruma çalışmalarının yapılması ve uluslararası ortaklıklar kurulması için büyük bir fırsat oluşturduğunu vurguladı.

Barındırdığı yüksek bitki çeşitliliği ve doğal yaşam alanlarını büyük ölçüde kaybeden Akdeniz Havzasının, dünyada bulunan 34 sıcak bölgeden birisi olarak tanımlandığına işaret eden Eken, şu bilgileri verdi:

''Havza ülkelerinde 30 bine yakın bitki türü bulunuyor ve bunların üçte biri yaklaşık 13 bin tür, dünya üzerinde yalnızca Akdeniz Havzası'nda dağılım gösteriyor. Türkiye'den Doğa Derneği'nin de içinde bulunduğu dünyanın önde gelen doğa koruma kuruluşlarında görev yapan uzmanlar tarafından geliştirilen Önemli Doğa Alanı (ÖDA) tanımı, dünyanın birçok ülkesi tarafından doğa koruma önceliklerini belirlemede kullanılıyor. Canlı türlerinin sağlıklı topluluklar oluşturarak yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli tüm coğrafyaların özelliğinin bozulmadan saklanmasını öngören Önemli Doğa Alanı yaklaşımıyla birlikte, çoğunluğu Akdeniz bölgesinde yer alan Türkiye'nin Önemli Doğa Alanlarının bu şekilde koruma şemsiyesine alınması öngörülüyor.''

Doğa Derneği Bilim Koordinatörü Özge Balkız da geçen yıl Haziran ayında çalışmalarına başlanan projenin Ağustos ayında tamamlandığını hatırlatarak, şunları söyledi:

''Akdeniz ülkeleri arasında projeyi sunan bir Türk kuruluş olarak Doğa Derneği'nin yer alması bizim için oldukça önemli. Bu projeyle, görüşlerimizi konuya muhatap Akdeniz ülkeleri ve ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşmış olduk. Beş yıl boyunca Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 15 ülkede doğa koruma çalışmaları desteklenecek. Akdeniz'de hangi alanda hangi tehditlere karşı koruma yapılmalı bunları tespit ettik. Biyolojik çeşitlilik açısından en öncelikli alanları belirledik. Dünya üzerinde sadece o bölgelerde o canlıların olduğunu ve bu canlıların ne tür tehditler altında olduğunu tespit ettik. Bu çalışmayla bölgedeki kurumlara yapılması gereken çalışmaları önerdik.''

Projenin beş  yıl boyunca merkezi ABD'de bulunan Kritik Ekosistemler Ortaklık Fonu'nca destekleneceğini vurgulayan Balkız, kıyı alanlarındaki kitle turizmi, doğa koruma hedefleri gözetilmeden su kaynaklarıyla ilgili faaliyetler, doğal varlıkların korunması gibi üç önemli risk faktörünün bölge için acil çözüm bekleyen sorun olduğunu kaydetti.

Kritik Ekosistemler Ortaklık Fonu'nun (CEPF) Akdeniz Havzası Sıcak Bölgesi ölçeğinde 2011-2016 yılları arasında biyolojik çeşitliliğin korunmasını desteklemek amacıyla sivil toplum kuruluşlarına yönelik bir yatırım programı başlatacağını anlatan Balkız, Akdeniz bölgesinde 23 alanın, yatırım öncelikli Önemli Doğa Alanı (ÖDA) olarak belirlendiğini bildirdi. Balkız, Antalya Ovası, Beydağları, Akseki ve İbradı ormanları, Tahtalı Dağı, Köyceğiz Gölü ve Köprüçay Havzası'nın yatırım öncelikli alanlar arasında olduğunu belirtti.

Biyolojik çeşitlilik açısından bir çok Avrupa ülkesinden daha zengin olan Antalya Elmalı'daki Çığlıkara Ormanlarının da içinde olduğu çok sayıda orman, yayla, göl ve kıyı alanı ÖDA olarak belirlendi.

Listede ayrıca, Girdev Gölü ve Akdağlar, Kaş ve Kalkan Kıyıları, Patara Kumsalı, Kıbrıs Deresi, Kekova, Kale (Demre), Çığlıkara Ormanları, Burdur ve Fethiye sınırlarında yer alan Doğu Boncuk Dağları, Salda Gölü, Çorak Gölü, Acıgöl, Beydağları, Burdur Gölü, Kumluca, Tahtalı Dağı, Korkuteli Güllük Dağı, Isparta Gölcük Gölü, Eğirdir Gölü, Antalya Ovası, Isparta Aksu Vadisi, Sultan Dağları, Köprüçay Vadisi, Dedegöl Dağları, Beyşehir Gölü, Kızıldağ, Akseki, Geyik Dağları, Kargıçay Vadisi, Dimçay Vadisi, Gazipaşa ve Anamur kıyıları, Gevne Vadisi ve Gökbel Yaylası gibi alanlar da bulunuyor.

NTVMSNBC – AA

0 yorum:

Yorum Gönder