Doktorlar baş ve boyun bölgesinde kanser tümörü bulunan hastaları, genetik değişimden geçirilmiş bir herpes virüsü ile tedavi etmeyi başardıklarını söylüyor.
Londra'da bir hastanede, 17 hastaya kemoterapi ve radyoterapi yanında bu virüsün de verilmesi, hastaların büyük bölümünde tümörlerin yok olması ile sonuçlandı.
Virüsün kanser hücrelerinin içine girerek onları içeriden öldürdüğü; bu arada da hastanın bağışıklık sistemini güçlendirdiği belirlendi.
Araştırmayı yürüten Londra Kanser Araştırmaları Enstitüsü'nden Dr Kevin Harrington, şu anki tedavilerin kanser erken safhada belirlenirse etkili göründüğünü söylüyor; ancak pek çok hastanın ileri safhalara kadar teşhis edilmediğini anımsatıyor.
Halen cilt kanseri olan hastalarda da denenmeye başlanan herpes virüsü, sağlıklı hücrelere bulaşamayacak ancak tümörlü hücrelerin içinde gelişebilecek şekilde genetik mutasyona tabi tutuldu.
Genetiği değiştirilmiş herpes virüsü, kanser hücresi içine yerleştiği zaman ise, üç ayrı şekilde etkili oluyor:
Öncelikle çoğalıyor; çoğalırken tümör hücrelerini öldürüyor ve uğradığı genetik değişim sayesinde bağışıklık sistemini harekete geçiren bir protein salgılarken, geliştirdiği bir virüs proteini ise bağışıklık hücrelerini harekete geçiren bir uyarıcı görevi görüyor.
Kanser alanında İngiltere'nin en önde gelen araştırma kurumu olan Royal Marsden Hastanesi'nde 17 hastaya standart tedavi yanında virüs de verildi.
Bunlardan yüzde 93'ü tümör ameliyatla alındıktan sonra yeniden kanser belirtisi göstermedi.
İki yılı aşkın süre sonra da, hastaların yüzde 82'sinde hala hastalık nüksetmemişti.
Clinical Cancer Research dergisine göre, yüksek dozda virüs alan 13 hastadan sadece ikisinde kanser yeniden ortaya çıktı.
Uzmanlar kullanılan virüsün güvenliği konusunda herhangi bir kaygı olmadığını söylüyor ve bu yöntemi diğer kanser türleri için de denemeyi düşünüyorlar.
Uzmanlar için bir sonraki aşama, erken safhadaki baş ve boyun kanseri hastaları için sadece virüslü tedavi ile standart tedaviyi karşılaştırmak olacak.
BBC TÜRKÇE
0 yorum:
Yorum Gönder