Sabancı Üniversitesi'nden 10 öğrenci 'toplumsal sorumluluk projesi' kapsamında iki yıldır hem cuma gününü Maltepe Çocuk Cezaevi'nde geçiriyor. Yüzlerce çocuk onlar sayesinde ilk kez satranç oynadı, edebiyatla tanışıp şiir yazdı, hayallerinde dünya şehirlerini dolaştı.
Her şey Sabancı Üniversitesi öğrencilerinin almaları zorunlu ‘toplumsal sorumluluk projeleri’ dersiyle başladı. Bu derste proje üretmek zorunda olan gençlerin hayata geçirdiği çalışmalardan biri de Maltepe Çocuk ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumu’ndaki 350 tutuklu ve hükümlü çocuklarla ilgiliydi. İki yıldır 10 üniversiteli her cuma günü Maltepe’de. Proje onlar için çoktan ders olmaktan çıkmış durumda. Artık cezaevi personeli de, mahkum gençler de onları yakından tanıyor. Üniversiteliler gelince koğuşların kapısı açılıyor, tutuklu ve hükümlülerin yüzleri gülüyor. Öğrencilerin amacı sosyal ortamdan uzak tutuklu çocukları sosyalleştirmek, kendilerini geliştirmeleri için bir kapı aralamak. Proje kapsamında üç atölye çalışması yapılıyor; ‘Edebiyat’, ‘Satranç’, ‘Gezelim- Görelim’.
Edebiyat atölyesinde toplanan gençlerin geçen haftaki konusu Can Yücel ve Atilla İlhan’dı. İki üniversitelinin etrafına toplanan tutuklular, Yücel ve İlhan’ın hayat hikayelerini dinlediler, ardından onların şiirlerini okudular. Şiirler hakkında yorumlar yapıldı. Edebiyat atölyesi sayesinde gençler üretmeye de başladı. Şimdiye kadar tutukluların yazdığı 49 şiir küçük bir kitapta bir araya getirilecek. Edebiyat atölyesi onlar için çok önemli çünkü ürettikçe özgürleştiklerini hissediyorlar.
İki katlı koğuşlardan birinin alt katında ise 11 kişi can kulağıyla üniversiteli arkadaşlarını dinliyor. Üniversitelilerden biri St. Petersburg’u anlatıyor. Bir diğeri Martin Luther King’in eşitsizliklere karşı verdiği mücadeleyi. Duvarların ardındaki yerleri gözleri uzakları dalarak dinliyorlar. Kimi zaman hayal gücünün ürünü manzara resimleri, öğrenilen ülkeler şehirlerle eşleştiriliyor ya da yeni resimlere ilham kaynağı oluyor. Tıpkı 18 yaşındaki S.S’nin yaptığı gibi. Cezaevinde resim kursuna giden ve bu konuda yeteneği olduğunu keşfeden S.S üniversiteli arkadaşlarıyla sohbet etmenin çok hoşuna gittiğini, koğuştaki arkadaşlarıyla böyle sohbet edemediklerini anlatıyor:
Satranç atölyesinde ise bilenler aralarında satranç oynuyor, bilmeyenler öğreniyor. Gençlere göre vakit geçirmenin en güzel yollarından biri satranç oynamak. İçlerinde çıktıktan sonra satranç turnuvalarına katılmak isteyenler de var. 13 yaşındaki Ö.F.M bir haftada öğrendikleriyle, karşısındaki üniversiteli ağabeyini mat ediyor. 16 yaşındaki Y.S satranç sayesinde zekâsının geliştiğini söylüyor: “Akşamları da koğuştaki arkadaşlarla oynuyoruz. Vakit geçiyor. Dışarı çıkınca bilmeyen arkadaşlarıma da öğreteceğim.”
Cezaevindeki gençler kadar üniversiteliler de projeden çok yararlanmış. Önce cezaevindeki gençlerle nasıl iletişim kurmaları gerektiğini öğrenmişler. Projenin süpervizörü Üretim Sistemleri Mühendisliği 2 sınıf öğrencisi Reşit Melik, tutuklu gençlerin etkinlikler sonrasında kendilerine güvenlerinin geldiğini ve motivasyonlarının arttığını, bunun onları da çok mutlu ettiğini anlatıyor.
RADİKAL
0 yorum:
Yorum Gönder