15 Nisan 2013 Pazartesi

TEK HAPLA LÖSEMİ TEDAVİSİ



Türk Hematoloji Derneği (THD) ve Trabzon İl Halk Sağlığı Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen “HALKHEP-Hasta ve Hasta Yakınlarına Yönelik Kan Hastalıkları Bilgilendirme Toplantısı’nda yapılan açıklamada, son yıllarda kanser tanı ve tedavisinde yaşanan olumlu gelişmelerin kan hastalıkları tedavisinde de umut verici olduğu belirtildi.

Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Teoman Soysal, erişkinlerde en sık rastlanan lösemi tipi olan kronik lösemi tedavisinde sevindirici gelişmelerin olduğunu belirtti, “Örneğin kronik miyeloid lösemi (KML) artık günlük bir hapla tedavi edilmektedir. Kan kanserini hücre düzeyinde oluşturan bozukluğu hedefleyen tedavilerle KML hastalarının yaşam kalitesi düzelmiş, ileri evrelere geçiş oranı çok büyük ölçüde azaltılmış, tam yanıt oranları %90’ın üzerine çıkmış ve hastalar bu sayede uzun yaşama şansını elde etmişlerdir. Artık diyabet, hipertansiyon gibi takip edilen bir hastalık şeklinde görülmeye başlanmıştır” dedi.
Benzer gelişmelerin kronik lenfositik lösemi, bazı lenfoma türleri ve multiplmiyelom için de gerçekleşmekte olduğunu vurgulayan ve “Halen çalışmaları sürmekte olan çok sayıda hedefe yönelik tedavi geniş bir hasta grubunun umut kaynağıdır” diyen Prof. Soysal şunları söyledi:
“Örneğin kronik lenfositik lösemilerde mevcut kemoterapilere dirençli olduğu bilinen bazı alt tipler için yakın gelecekte hedefe yönelik tedaviler kullanılabilecektir. Kronik lenfositik lösemi hastalarının tedavisinde yakın zamanlarda monoklonal antikorlar ve kemoterapiden çok yüksek yanıt oranları elde edilmektedir. Ancak bir grup hastada bu tedavilerin yeterli etki sağlamadığı bilinir. İşte bu hasta grubunda hedefe yönelik tedaviler üzerinde çalışılmaktadır. Bu ilaçlarla ilgili çalışmalar henüz ruhsatlanma aşamasına gelmemiştir, ancak ön veriler standart tedavilere duyarlı olmayan bir grup hastada uygulandıklarında hastaların uzun dönem hastalıksızlık ve yaşam beklentilerinde olumlu değişiklikler sağlayacakları yönündedir. Umut verici gelişmelerin bazı lenfoma tiplerini de kapsayacağı öngörülmektedir.”
Türkiye'de hemofili hasta sayısının 3 bin 400, hemofili B hasta sayısının ise 600 civarında olduğunu belirten THD Genel Sekreteri Prof. Dr. Muzaffer Demir ise hemofili hastalarının eskiden 30'lu yaşlara kadar ancak yaşadıklarını söyledi ve şöyle konuştu:
“Günümüzde teknolojinin gelişmesine bağlı olarak, vücutta olmayan maddenin yerine konmasıyla yaşam süresi hemofililerde neredeyse toplumdaki sağlıklı yaşam süresine kadar ulaştı. Son yıllarda eklem içi kanaması olmadan, haftanın belli günlerinde eksik olan maddeyi ilaç olarak vererek hastanın eklemlerini korumak, yaşam kalitesini yükseltmek amaçlı, kanamadan koruyucu tedavi yöntemleri var. Kanamadan koruyucu tedaviyi erişkinlere de öneriyoruz."

0 yorum:

Yorum Gönder