10 Şubat 2010 Çarşamba

MİLYONER TÜM MAL VARLIĞINI YETİMLERE BAĞIŞLIYOR

Avusturyalı işadamı Karl Rabeder, servetinin kendisini asla memnun etmediğini söyleyerek, tüm parasını ve mal varlığını yetim kalan çocuklara yardım için dağıtma kararı aldı.

Daily Telegraph gazetesine konuşan Rabeder: “Amacım geride kesinlikle hiçbir şey bırakmamak. Para mutluluğun gelmesini engelliyor” dedi.

Avusturyalı işadamı, iki buçuk milyon dolar değerindeki kendine ait gölü olan Alp Dağları manzaralı villasını ve Provence’taki çiftlik evini satışa çıkartıyor. Daha önce sattıkları arasında 6 adet planörlük koleksiyonu, lüks otomobili ve 4,8 milyon dolarlık servetini elde ettiği iç dekorasyon ve aksesuar işletmesi de var.

Rabeder, elde ettiği parayı Güney Amerika’daki yetimhanelere ve diğer hayır projelerine bağışlayacağını açıkladı. “2004’te şirketimin satışından sonra Orta ve Güney Amerika’daki çeşitli yetimhane projelerini desteklemeye başladım. Bunun sonucunda, bir yıl kadar önce, yetimlerin ziraat eğitimi almalarını ve bağımsız tarım üreticileri olmaları için kredi bulmalarını sağlayacak bir seracılık projesi ortaya çıktı” diyen Rabeder, şu anda Innsbruck’te iki odalı bir evde yaşıyor ve aylık bin 400 dolar maaşla geçiniyor.

News.com.au

HAİTİ'DE 27 GÜN SONRA MUCİZE

Haiti'nin başkenti Port-au-Prince'i 12 Ocak'ta yıkan depremde bir kişinin 27 gün enkaz altında yaşadığı anlaşıldı.

Doktorlar, başkentte kurulan sahra hastanesinde tedavi altına alınan 28 yaşındaki Evans Monsigrace adlı genç adamın, mutfakta yemek yaparken enkaz altında kaldığını anlattığını söyledi.

Başhekim, "Depremden 27 gün sonra enkaz altından çıkarılmış. Onun burada olması inanılır gibi değil" dedi.

Felaketzedenin sağlığının "istikrarlı" olduğunu belirten başhekim, "Hastamız zinde. Durum iyi" dedi. Tıp adamları, bu olağanüstü durumu izahta zorlanıyor.

TURK.NET – AA

BİN GENÇ DÜNYA İÇİN BULUŞTU

Sabancı Holding’in de resmi sponsorları arasında yer aldığı zirveye liderlik potansiyellerini ve toplumsal olaylara ilgilerini kanıtlamış, dünyanın 192 ülkesinden bine yakın öğrenci katılıyor.

8 Şubat’ta açılışı gerçekleştirilen ve bugün sona erecek olan zirvenin açılış konuşmasını Londra Belediye Başkanı Boris Johnson yaptı. Açılış töreninde bulunan isimler arasında müzik dünyasının efsane isimlerinden Sir Bob Geldof ve Nobel Barış Ödüllü Desmond Tutu ve Mohammed Yunus, BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan ile Peru Eski Başkanı Alejandro Toledo dikkat çeken isimler arasındaydı.

Zirveye katılan 15 Türk genci, organizasyonun resmi sponsorlarından Sabancı Holding tarafından belirlendi. Sabancı Holding katılımcı gençleri dünyaya vermek istedikleri mesajların bir dakikalık videosunu izleyerek seçti. Bu çerçevede 80’in üzerinde video kaydının değerlendirildi. Seçimde mesajların içeriği kadar ayrıca gençlerin İngilizce seviyesi ve eğitim gibi kriterler de göz önüne alındı. Zirveye katılan 15 Türk gencinin ortak mesajı ise şöyle oldu: “One Young World’e katılmaktan mutluyuz. Dünya problemlerinde söz sahibi olmak ve gençlerin bu alanda edilgen değil, etkin olması olduğu anlamına geliyor. One Young World gençlerin global meselelerde ön safhalarda yer alması demek. Buraya gelebildiğimiz için çok mutluyuz”

ZİRVEDE NELER KONUŞULDU?
- Daha iyi bir gelecek için yeni bir politik liderlik anlayışının geliştirilmesi
- Küresel iş dünyası ve toplumun geleceğin gelişimine katkı
- İnançlar arası diyalog
- Çevre sorunları
- Medyanın değişen kimliği ve gücü
- Sağlık

MİLLİYET

FLAMENKO İLE İSTANBUL'U 'YAKMAYA' GELİYOR


İspanya'da defalarca 'Yılın Dansçısı' olarak ödüllendirilen İspanya'nın ve Flamenko dansının en büyük isimlerinden Aida Gomez ve grubu 'Carmen' İstanbul'a geliyor.

Herkesin hikayesini bildiği Carmen gösterisi Gomez ile coşkulu ve aşk dolu bir dans şölenine dönüşüyor. Bizet'in unutulmaz Carmen müzikleri ile gösteri için Jose Antonio Rodriguez tarafından özel bestelenmiş flamenko eserleri, dans ve müzikseverlerle buluşacak.

Aida Gomez ve grubu 'Carmen' 23 Şubat'ta Cemal Reşit Rey'de olacak.

NTVMSNBC

PARA HARCAMADAN YAŞIYORLAR

Hangimiz yaşam şeklimizi değiştirmeye hazırız? Alışkanlıklarımızdan vazgeçebilir miyiz? İşte size üç hikaye... Çoğumuz için "imkansız, mümkün değil"ler bu üç hikayede "gerçek" oldu... İlk ailemizin hikayesi alışverişle ilgili.

4 kişilik Hawtorne ailesinin üyeleri bir yıl boyunca alış veriş yapmadan yaşamaya karar verdiler. Sebze meyvelerini arka bahçelerinde yetiştirecek. Elde ettikleri ürünlerin fazlası ile de takas yapacaklardı. Büyük bir şehirde yaşamadıkları için hayvan besleme şansları da vardı. Tavuklardan aldıkları yumurtaları reçellerle takas ettiler. Bu şekilde bir yıl geçirmeyi başardılar. Bir yılın sonunda ise "Bundan sonra süpermarketlerden alış veriş etmeye başlamak gibi bir niyetimiz yok. Bu sayede hem ahlaki olarak kendimizi iyi hissediyoruz, hem iyi besleniyoruz hem de haftada 177 dolar biriktiriyoruz." dediler.

İkinci ailemiz, hikayesi ise plastik çöplerini yiyen hayvanların başlarına gelenleri seyrettikleri bir televizyon programı ile başlıyor. 3 kişilik bu ailenin üyeleri evlerinden çıkan çöpü mümkün olduğunca geri dönüşüm ve geri kullanım yoluyla azaltmayı hedeflediler. Bu yüzden de alış veriş sırasında sadece geri dönüştürülen malzemelerle paketlenmiş ürünleri satın aldılar. Artan yiyecekleri kompost yaptılar. Buna ek olarak evlerine bir güneş paneli yerleştirdiler. 2010 hedefleri ise büyük. Bu yılı "çöp" üretmeden geçirmeyi hedefliyorlar.

Üçüncü hikaye ise tek başına yaşayan genç bir kadına ait. Katherine Hibbert, bir yıl boyunca hiç para kullanmadan yaşamayı başardı. Bir yılın sonunda da yaşadıklarını anlatan bir kitap yazdı.

Hibbert, hiç para kullanmadan geçirdiği bu bir yıl boyunca "işgalci" olarak yaşadı. İşsiz kalınca kirasını ödeyemeyecek duruma gelen Hibbert, İngiltere'de boş evleri ve binaları işgal eden gruplara katılmaya karar verdi. İlk günleri zor geçti. Ancak zamanla bu yeni hayata alıştı. Artık kalacak yer için para ödemeye ihtiyacı yoktu. Geriye bir tek yiyecek bulma kalıyordu. Hibbert, bir süre sonra atılan yiyeceklerle beslenmeyi öğrendi. Hatta, insanların kullanmayıp dışarı bıraktıkları eşyaları toplayarak kendine az da olsa gelir sağlayacak bir de iş edindi.

NTVMSNBC

“AKLI HAVADA” İŞSİZLERE MORAL VERİYOR

Andy Glantzman, işini kaybetmenin ne demek olduğunu anlatırken filme alınacağını kabul ettiğinde, hislerini milyonlarla paylaşacağını bilmiyordu.

Glantzman ve işten çıkartılmış diğer 21 kişi bir belgesele konu olduklarını sanırken, en iyi film ve en iyi yönetmen dallar dahil 6 Oscar adaylığı kazanan “Aklı Havada – Up in the Air” adlı filmde küçük rollerde oynadıklarını fark etti.

George Clooney’nin, hayatını kazanmak için başkalarının işine son veren bir insan kaynakları uzmanını canlandırdığı filmde, Glantzman ve diğerlerinin gerçek hayat deneyimlerinden bahsettikleri sahneler yer alıyor.

Çekimlerden bir yıl sonra, filmde yer alan ekonomik durgunluk kurbanı 22 kişiden çoğu meslek sahibi. Onların öyküleri diğerlerine de umut verebilir.

Glantzman yaptığı bir röportajda: “Bu film bana, evde oturup bir sonraki işsizlik maaşımı beklemek yerine takım elbisemi giyip evden çıkmam için iyi bir neden verdi. Bütün mesele kendinize inancınızı yükseltmekte” dedi.

Glantzman, Detroit’teki lüks otomobil satış işinden çıkartıldıktan birkaç hafta sonra, işten çıkartılan insanların deneyimlerini mektupla göndermelerini isteyen bir gazete ilanıyla karşılaştı. Deneyimini ve eski işverenine neler demek istediğini canlandırması istendi.

“Aşırı derecede rahatlatıcı olduğunu hissettim. Kesinlikle tek başıma olmadığımı biliyordum” diyen Glantzman, dört ay sonra bulduğu yeni iş için Grand Rapids, Michigan’a taşındı.

Filmde yer alan diğer kişiler de durgunluk süresince Amerika’da işini kaybeden çalışanlarla bir bağ hissettiklerini belirttiler. “Aklı Havada”nın amatör oyuncuları, yaşamlarındaki en utanç verici deneyimlerden birini yaşamanın ardından, filmin kendilerine özsaygı kazandırdığını söylediler.

REUTERS, Christine Kearney’nin makalesinden

MAHSUR KALAN PANDA KURTARILDI

Çin’in güneybatısındaki Sichuan eyaletindeki köylüler, dik bir dağda mahsur kalan ve inmeye korkan bir panda buldular. Nesli tehlikede olan bu hayvanı kendi başlarına kurtarmaya cesaret edemeyen köylüler, hayvan koruyucularını çağırdılar ve yardımın gelmesini beklerken pandayı muzla beslediler.

“Panda milli bir hazine, bu yüzden zarar vermemek için hiç kimse dokunmaya cesaret edememiş” diyen yerel bir orman memuru, 3-4 yaşlarında olduğu tahmin edilen dev pandanın muzlarla kandırılarak dağdan aşağıya indirildiğini açıkladı.

Çoğu Sichuan eyaletinde olmak üzere sadece bin 600 kadar panda doğada yaşıyor. Bunun dışında 120 adedi Çin’deki yetiştirme tesislerinde ve hayvanat bahçelerinde, 20 kadarı da Çin dışındaki hayvanat bahçelerinde yaşıyor.

MAIL TIMES – AP