5 Haziran 2010 Cumartesi

SSM'DE 'EFSANE İSTANBUL' SERGİSİ

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nin (SSM), İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti ajansının iş birliğiyle ve Sabancı Holding'in sponsorluğunda düzenlediği, ''Efsane İstanbul: Bizantion'dan İstanbul'a-Bir Başkentin 8000 Yılı'' sergisi, bugün sanatseverlerle buluşacak.

Sergi kuratörü SSM Müdürü Nazan Ölçer, sergi ile ilgili düzenlenen basın toplantısında, 503 eserlik bu büyük sergiyi 2010 Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul'un anısına yapılacağını ve en büyük sergilerinden biri olduğunu söyledi. Türkiye'nin ilk büyük sergisinin, yurt dışından da gelen eserlerle 1983'de ''Anadolu Medeniyetleri'' adıyla yapıldığını, bu serginin müzecilikte bir dönüm noktası olduğunu anlatan Ölçer, ''Efsane İstanbul'' adlı serginin de Türkiye'de gerçekleştirilen en büyük sergi özelliği taşıdığını belirtti.

Ölçer, ''Toplam 503 eserin bulunduğu sergide, 15 ülkeden 40'a yakın müze, kütüphane, arşiv, kilise hazineleri ve kraliyet hazinelerinden ödünç alınan çok değerli eserler var. İstanbul'dan çıkan arkeolojik malzeme de sergide büyük ağırlığa sahip. Yabancı koleksiyon sayısı 178, Türkiye koleksiyonlarından da 325 eser var'' dedi.

Nazan Ölçer, sergideki eserleri toplamanın çok zor yapıldığını, özellikle kilise hazinelerindeki eserlere ulaşmakta zorlandıklarını aktararak, şöyle dedi:
''Sergide İstanbul'a ait her şey var. Sergiyi, kentin coğrafi oluşumundan, kıtaların ayrıldığı denizlerin birleştiği dönemde ve o dönemden gelen eserlerle başlatıyoruz. Bütün dönemleri, Yunan, küçük koloni, biraz daha büyük ticaret merkezine, oradan, giderek Roma kentine, daha da büyüyerek bir başkent oluşuna kadar, işgaller savaşlar ve sonunda Bizans'ın büyük parlak dönemi ve sonra Türklerin sahneye çıkışı, hepsi anlatılıyor.''

İstanbul'un siluetinde, kilise ve camilerin kubbelerinin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Ölçer, sergide bunlara da değinildiğini kaydetti. Cumhuriyet dönemine geçişin de sergide yer aldığını dile getiren Ölçer, şöyle devam etti:
'İçinde yaşadığımız, sahip olmaktan gurur duymamız gereken bu kentin geçmişini anlatmanın, onun geleceği için de önem taşıdığını düşünüyorum. Bu kente göçmüş, ancak denizi bile görmeden yaşayan insanlara bu kenti benimsetmenin sevdirmenin yolu bu.''

Nazan Ölçer, İstanbul'daki bütün müzelerden, bu sergi için eserler aldıklarını belirterek, Fener Rum Patrikhanesi kütüphanesi ve Heybeliada'daki manastırdan ilk defa çıkan çok değerli bir ikonayı ödünç verdiğini anlattı.

Konuşmaların ardından, basın mensuplarına sergi gezdirildi. Sergi, 4 Eylül'e kadar açık kalacak.

CUMHURİYET – AA

0 yorum:

Yorum Gönder