Diyarbakır Müze Müdürlüğü'nce yürütülen Müslümantepe
kazısında, 4 bin yıl öncesine ait yan yana dizili evler arasında taş örülü
sokak dokusu ortaya çıkarıldı.
''Ilısu Baraj Gölü Altında Kalacak Kültür Varlıklarının
Kurtarılması'' Projesi kapsamında, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve DSİ'nin
işbirliğiyle, Diyarbakır Müze Müdürlüğü başkanlığında, 2000 yılından bu yana
devam eden kurtarma kazılarından Müslümantepe, bu yıl da zengin buluntularıyla
tarihe not düşmeye devam etti.
Sahadaki kazıları bir süre önce tamamlanan ancak açığa
çıkarılan eserlerin belgelenmesi çalışmasının devam ettiği Müslümantepe'de,
İslami Dönem, Demirçağ, Erken Demirçağ, Orta Asur tabakası, Geç, Orta ve Erken
Tunç dönemleri buluntularıyla birlikte açığa çıkarıldı. Kazıda ayrıca Orta Tunç
dönemine ait günümüzden 4 bin yıl öncesine tarihlenen yan yana dizili evler
arasında taşla örülü bir sokak dokusu ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kent
mimarisine ait gelişkin yapılar tespit edildi.
Kazı sorumlusu Diyarbakır Müze Müdürlüğü arkeologlarından
Şeref Yumruk yaptığı açıklamada, kazının 27 Ekim'de tamamlandığını, ancak açığa
çıkan buluntuların belgelenmesi ve müzeye teslimine yönelik çalışmanın devam
ettiğini söyledi.
Höyükte, İslami Dönem, Demirçağ, Erken Demir Çağ, Orta Asur
tabakası, Geç Tunç Çağı, Orta Tunç ve Erken Tunç dönemlerini tespit ettiklerini
belirten Yumruk, ''7 dönemi bir kazıda buluntularıyla birlikte açığa çıkardık''
dedi.
Müslümantepe'de çıkan buluntuların, bölgedeki diğer
höyüklerde açığa çıkanlara göre mimari açıdan farklılık gösterdiğini, Erken
Demir Çağ mimarisiyle ilgili çok önemli buluntular açığa çıkardıklarını ifade
eden Yumruk, şu bilgileri aktardı:
''Çukur evlerin iç kısmının taşlarla örülü olması şimdiye
kadar bölgede tespit edilmiş bir mimari özellik değildi. Bölgede yapılan
çalışmalarda Erken Demir Çağ mimarisiyle ilgili çukur evler tespit edilmişti,
ancak bizim kazımızda ilk kez iç duvarları taşla örülü yaşam mekanı tespit ettik.
Bu mekanlar içinde, zeminden yüksekte ağaçtan raflar yapıldığı, rafların da
yiyeceğin haşerelerden korunmasına yönelik olarak kullanıldığını düşünüyoruz.
Ayrıca evlerin yanında tahılların saklandığı depolama çukurları ki bu depolama
çukurları özellikle kırsal kesimde günümüzde de hala kullanılması kültürel
sürekliğin devamını gösteren çok net bir kanıttır.
Kazıda, Orta Tunç tabakasını da net bir şekilde mimari
olarak açığa çıkardık. Orta Tunç tabakası günümüzden 4 bin yıl öncesine
tarihlenen bir yerleşim. Bölgede, Orta Tunç tabakasının bir istila ve yangınla
son bulduğu, evlerin tabanlar üzerine yıkıldığı tespit edilmiştir. Bu dönemle
ilgili en önemli mimari tespitimiz, yan yana dizilmiş evler arasında 1-1,5 metre genişliğinde
bir sokak dokusunun tespit edilmiş olmasıdır. Bu sokak dokusu, Dicle Nehri'nden
getirilmiş çakıl taşları ve kırık seramik parçalarının yere serilmesiyle
yapılmış. Sokağın sınırlarının taş dizileriyle sıralanmış olması, şehirleşme
kültürü açısından ayrıca önem arz ediyor. Günümüzün sokak dokusuyla benzer
özellik göstermesi son derece dikkat çekici.''
0 yorum:
Yorum Gönder