1 Kasım 2011 Salı

CUMHURBAŞKANI İSTEDİ 'RESİM HEYKEL'E ANTREPO YOLU AÇILDI

Türk resim tarihinin en nadide örneklerinin bulunduğu İstanbul Resim Heykel Müzesi’nin makûs talihi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün devreye girmesiyle değişiyor. Geçen ağustos ayında müzeyi ziyaret eden Gül, depolarda istiflenmiş tabloları, kalaslarla ayakta durabilen iç mekânların hazin halini görünce Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yalçın Karayağız’a dönüp “Hocam burada daha fazla kalamazsınız. Bu eserlere yazık değil mi? Size hemen uygun bir yer tahsis edelim ve oraya taşının” diye teklifte bulundu. Sonra da ziyarette eşlik eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a dönerek “Kadir Bey, Sultanahmet’teki eski İstanbul Adliyesi’ni üniversiteye tahsis edelim” önerisini getirdi. Topbaş’ın “Olur” cevabı üzerine yıllardır kangren haline gelen mesele ‘ayaküstü’ çözülmüş oldu!


Ancak daha sonra adliyenin mülkiyetinde sorun çıktı. Müzenin durumunda tam tekrar başa dönülecekken Cumhurbaşkanlığı ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin yetkilileri arasında yapılan görüşmelerde, İstanbul Modern’in yanındaki 5 No’lu Antrepo fikri gündeme geldi. Konu hemen Gül’e sunuldu. Gül önce Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Mustafa İsen ile Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’yı İstanbul’a gönderdi. Onlardan gelen rapor sonucunda Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı arayarak konuyu aktardı. Erdoğan da Denizcilik Müsteşarlığı’ndan 5 No’lu Antrepo’nun üniversiteye tahsisini istedi. Ve böylece şu sıralar 12. İstanbul Bienali’nin bir bölümünü ağırlayan antrepo, müzenin yeni adresi oldu.

Türkiye’nin ilk sanat müzesi olarak 1937’de Atatürk tarafından açılan Resim Heykel Müzesi’nin koleksiyonunda aralarında Osman Hamdi’nin milyonluk tablolarının da olduğu 12 bin eser yer alıyor. Restorasyon dolayısıyla son yedi yıldır kapalı olan müzeye devlet, son yıllara kadar hep mesafeli durmuş. Mimar Sinan Üniversitesi, binanın müze şartlarına uygun bir restorasyonu için devletten ilk yardım talebini 1938’de yapmış. Ve o tarihten sonra neredeyse her iki-üç yılda bir bu talebini yenilemiş.

Ancak 2006 yılına kadar hiçbir hükümet, üniversitenin yardım taleplerine olumlu cevap vermemiş. 2006’da hükümet, müzenin restorasyonu için önemli bir kaynak aktarmış. Şimdi de devlet antrepoyu müze için tahsis etmiş. Bugün ise Rektör Karayağız, Resim Heykel Müzesi binasını boşaltıp antrepoya taşıyacağı için birileri tarafından ‘vatan haini’, ‘müzeyi satan adam’ olarak suçlanıyor. Ancak o bütün bu suçlamalara rağmen 12 bin eseri kurtarmaya kararlı görünüyor.

MSGSÜ ile binanın sahibi durumundaki Milli Saraylar Daire Başkanlığı arasında geçen aylarda imzalanan protokol çerçevesinde Dolmabahçe’deki RHM binası, 15 Kasım 2011 tarihinde Milli Saraylar’a devrediliyor.

MSGSÜ ise müzenin yeni yeri olan antrepo için renovasyon çalışmalarına çoktan başlamış durumda. Binanın yeni çehresiyle ilgili proje için kendisi de aynı üniversiteden mezun olan ünlü mimar Emre Arolat ile anlaşıldı.

Sergi alanının haricinde tabloların saklanacağı depo için de yangın, alarm, güvenlik, iklimlendirme, neme karşı önlemler ve en yeni saklama koşullarının içinde bulunduğu ikinci proje de şu anda bitmek üzere.

Tabloların restorasyonu için İş Bankası ile bir anlaşma yapıldı. İş Bankası bu amaçla üniversiteye 2 milyon lira para verecek. Yine Gül’ün girişimiyle devlet bütçesinden müzenin modern bir sergileme mekânı haline gelmesi için devletten üniversiteye önemli sayılabilecek bir kaynak aktarılacak. Müzenin şu anda tek sorunu antreponun ön cephesinde müzeye giriş kapısının olmaması. Aslında binanın ön cephesinden giriş var ama Denizcilik Müsteşarlığı bu bölümü üniversiteye vermemek için direniyor. Bu sorunu çözmek için de yine Gül devreye girecek gibi görünüyor.

MSGSÜ Rektörü Prof. Yalçın Karayağız: “Müzedeki eserleri 15 Kasım’dan itibaren antreponun deposuna taşıyacağız. Ancak Denizcilik Müsteşarlığı kullanılacak antrepoyu henüz bize vermedi. Durumu hem Cumhurbaşkanımıza hem de Başbakanımıza bildirdim. Sorunu onlar çözecektir. Kendileri zaten müzenin durumunu yakından takip ediyorlar ve ilgileniyorlar. Kendilerine teşekkür ederim. Müze tarihinde ilk kez Başbakan’ın talimatıyla buraya kaynak aktarıldı. Protokol kapısı olmayan, girişi olmayan bir müze olmaz. Devlet büyüklerimizin talimatına rağmen Denizcilik Müsteşarı’nın ayak diremesini anlamıyorum. Umarım mesele en kısa sürede çözülür. Müzenin bir bölümünü 2013’te, kalan bölümünü de 2014’te ziyaretçiye açacağız. Türkiye’nin en güzel, en prestijli ve en modern müzesini yapacağız. Herkes bu müzeyle gurur duyacak. Mimar Emre Arolat, çalışmalara başladı. Onun yaptığı projeyi uygulayacağız.”

0 yorum:

Yorum Gönder